Savunma sanayi büyük bir dönüşümün eşiğinde. Dünya daha tehlikeli hale geldikçe, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı, Gazze’deki çatışmalar ve büyük güçler arasındaki rekabet, dünya genelinde savunma bütçelerini hızla artırıyor.
Kesin rakamları belirlemek zor olsa da, tahminler askeri harcamaların son beş yılda dünya genelinde yüzde 34 oranında arttığını gösteriyor. ABD’nin beş büyük savunma sanayisi bu süreçte önemli miktarda yeni siparişler aldı.
Savunma harcamalarındaki bu artış, yapay zeka devrimiyle kesişiyor. Artan savunma bütçeleri, satın alan karar mercilerini uygun maliyetli, tek kullanımlık ve bol miktarda silah sistemlerine yöneltiyor . Bu durum, savunma start-up’ları ve dev teknoloji şirketleri için büyük fırsat.
Ben de bu tür start-up’lara yatırım yapıyorum çünkü değişen bu dünyada rekabet edebilmek için yeni yeteneklere ihtiyaç duyuyoruz. ABD ve Ukrayna orduları arasında büyük farklar olsa da, Rusya ile süregelen çatışmadan öğrenilmesi gereken önemli dersler var. İşte askeriye ve savunma uzmanlarının dikkate alması gereken üç temel ders:
Birinci ders: “Savaşa, sahip olduğunuz orduyla gidersiniz, hayalinizdeki orduyla değil.”
Savunma harcamalarındaki artış yalnızca ABD’nin stoklarını yenilemekle kalmamalı, aynı zamanda bu silahları ve onları üreten savunma sanayisini de yeniden şekillendirmeli. “Mükemmel” sistemlerin ve bakımın maliyeti yüksek olsa da, araştırma ve geliştirmeye daha fazla kaynak ayrılmalı.
Bu kaynaklar, bir gün F-35 savaş uçaklarını ve kara personelini otonom insansız hava araçlarıyla destekleyebilir veya yerini alabilir. Ayrıca, savunma start-up’larını destekleyerek ve yeni şirketleri devreye sokarak, Amerikan silahlarının geleceğini inşa eden farklı bir savunma yapısı da oluşturulabilir.
İkinci ders: Zorlu elektronik savaş ortamlarında bile etkili kontak kurabilen sistemlere ihtiyacımız var.
Ukrayna cephesinden gelen en net derslerden biri, GPS engellemesi ve aldatmacalarına rağmen, düşman kuvvetlerini 100 km uzaktan hedef almanın zorluğudur. Bu gibi durumlarda, geleneksel navigasyon sistemleri devre dışı kalabilir ve kuvvetler savunmasız hale gelebilir.
Bu nedenle, kuantum navigasyonu ve görsel odometri gibi GPS alternatifleri kaçınılmaz bir ihtiyaç. Bu teknolojiler, yalnızca hayatta kalmayı değil, aynı zamanda rakiplerimize karşı kritik anlarda bilgi üstünlüğü sağlamayı amaçlıyor. Gelecekte savaşların muhtemel elektronik savaş ortamında gerçekleşeceği göz önünde bulundurulursa, bu yeni çağa hazırlıklı olmalıyız.
Üçüncü ders: Asimetrik savaş, maliyet-fayda dengesizlikleri yaratır ve çatışma uzadıkça bu dengesizlik daha belirgin hale gelir.
Ukrayna’da gördüğümüz gibi, 50.000 dolarlık bir Shahed insansız hava aracını durdurmak için 4 milyon dolarlık bir patriot füzesi fırlatmak sürdürülebilir değildir. Benzer şekilde, Çin’in birkaç milyon dolarlık DF-21 veya DF-26 gemisavar balistik füzeleri, ABD’nin milyarlarca dolarlık uçak gemisini çok daha düşük maliyetlerle yok edebilir.
Bu istenmeyen senaryolarla başa çıkmak için, birbirine bağlı, güçlü bir yazılımdan faydalanan daha ucuz ve çok sayıda silah sistemlerine ihtiyaç var. Bu, daha sofistike satın alma yöntemlerine ihtiyaç duyduğumuz anlamına geliyor. Satın alma süreçlerinde performans, maliyet ve tedarik zinciri direnci gibi faktörler göz önünde bulundurulmalı.
Savunma bütçelerinin sınırsız şekilde artmasının önünde bazı engeller var. ABD’de, 2024’te ilk kez borç geri ödeme maliyetleri, yıllık savunma harcamalarını aşacak. Personel maliyetlerinin hızla artarak modernizasyon ve yeni silah geliştirme fırsatlarını daraltma ihtimali de cabası.
Buna rağmen, ABD’nin savunma harcamalarını artırması bekleniyor. Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’nin kıdemli üyesi Roger Wicker, ABD’nin savunma harcamalarını GSYİH’nın yüzde 5’ine çıkartmayı önerdi, bu seviyeler en son Afganistan ve Irak’taki savaşlarda görülmüştü. Bu artış, ABD’nin trilyon dolarlık savunma bütçesine hızla ulaşması anlamına geliyor.
Bu artan bütçenin çoğu, sağlık hizmetleri ve emekli maaşları gibi programlara harcanacak olsa da, ABD’nin yeniliği ciddiye aldığının da bazı işaretleri var. Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, Savunma İnovasyon Birimi’nin bütçesini geçen yıl neredeyse beş kat artırarak 1 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Bu henüz küçük bir adım olsa da, doğru yönde atılmış iyi bir başlangıç.
Son yıllarda, NATO ülkelerinin savunma harcamalarının GSYİH’nin yüzde 2’sini aşması yönündeki hedeflere ulaşan ülke sayısı 9’dan 23’e yükseldi. NATO’nun yapay zeka teknolojilerini finanse eden DIANA ve İnovasyon Fonu gibi girişimleri de giderek daha fazla önem kazanıyor.
Yeni hedeflerimizi belirlerken inovasyona odaklanmalı ve sadece geçmiş silah sistemlerine bağlı kalmadan daha akıllıca çözümler geliştirmeliyiz. Eğer tek aletiniz çekiçse, her sorun bir çivi gibi görünür. Çok sayıda M1 Abram tanklarımızın olması sorunlarımızın sadece çivilerden ibaret olduğu anlamına gelmiyor. Yapay zeka çağının getirdiği yeni silahları icat etmeli, uyarlamalı ve benimsemeliyiz.
Yorum ekle