Görsel imge ve çağrışımlarıyla bir sanat dalı olarak sinema, bizi okuma ediniminin ilerisine götüren bir güce sahiptir. Bu görsel imge ve özellikleri kullanan Müslümanca sinemanın en başarılı yapıtlarından birisi de malumdur Çağrı filmidir. Çağrı (The Message\ Al-Risalah) birçok ülkede İslam’ın ve İslam tarihinin anlatılmasında reddedilemeyecek bir paya sahiptir. Bu nedenle, İslam tarihi kitaplarında okuduğumuz ashabın, Yönetmen Muhammed Akkad’ın büyük bir mücadele sonucunda çektiği Çağrı filmindeki oyuncular tarafından canlandırılışının ayrı bir yeri ve etkisi vardır gönlümüzde.
Batılı oyuncularla 1976’da İngilizce versiyonunun, 1977’de ise Arap oyuncularla Arapça versiyonunun çekildiği Çağrı filminin en çok hatırda kalan isimlerinden birisi ise “köle” sahabe Bilal-i Habeşi’yi canlandıran Libyalı oyuncu Ali Ahmad Salem’dir.
Geçtiğimiz günlerde uzun süredir devam eden hastalığı nedeniyle 81 yaşında vefat eden Salem, Libya’nın Akdeniz şehri Bengazi’de dünyaya gelmişti. Kendi içindeki hakikat güzelliğinin bir yansıması olan sanata olan ilgisi, ilkokul günlerinde başlamıştı. Libya medyasının radyodaki ve ekrandaki güçlü sesi olan Salem, birkaç yıl sonra “ezana hayat veren Bilal(ra)’ın” sesi olacaktı.
Yönetmen Muhammed Akkad’ın, film hazırlıklarına ve kast oluşumuna başlaması, Hz. Muhammed (sav)’in hayatı hakkında çekilecek bir film olması nedeniyle birçok kesimde yankı buldu. Hz.Bilal (ra) rolünü, Amerikalı Müslüman boksör Muhammed Ali canlandırmak istedi ve yönetmene bu isteğini iletti. Akkad bu isteği, Muhammed Ali’nin kimliğinin, rolün önüne geçebilme ihtimali nedeniyle reddetti. Akkad’ın aklında Hacerül Esvet renkli Bilal(ra) rolü için, Libya’nın yanık sesi ve kara rengi olan Ali Ahmad Salem vardı.
İslam sinemasının, 14 asır öncesine götüren en etkili eserlerinden birisi olan Çağrı’nın çekimleri başladı ve Libyalı Ali Ahmed Salem, Bilal (ra) rolü için seçildi. Ali Ahmed Salem, Hz.Bilal(ra)’nın işkenceye uğradığı, onu dininden döndürmeye çalışanlara “Ahad! Ahad!” diyerek karşılık verdiği ana hayat verdi. Bununla birlikte, filmin izleyicilerinin, belki de en çok hatırasında kalan “ilk ezanın okunuşu” sahnesini canlandırdı. İlk mescidin yapımı sahnesinde Medine’nin sıcak havasında taş taşıyanlardan biriydi Salem. Mescitin inşası tamamlanmış ve diğer sahabeleri canlandıran oyuncular arasında, insanların namaza nasıl çağıracağı konuşuluyordu. Sahnenin devamında, sahabe rolündeki bir oyuncu, Rasul(sav) de kabul ederse bir insan sesisin çok iyi olabileceğini söyledi ve Bilal-i Habeşi rolündeki Ali Ahmed Salem ezanı okuyacak kişi olarak seçildi. Salem, Bilal(ra)’nın tedirgin ve heyecanlı ifadesini kendi heyecanıyla birleştirerek bir yüksekliğe çıktı ve ilk ezanı okudu. Ali Ahmed Salem’in bu rolü, İslam tarihinde okuduğumuz güzide anların gönlümüzdeki yerini pekiştirdi.
Ali Ahmed Salem, Çağrı’dan sonra, Muhammed Akkad ile aynı yolda yürümeye devam etti. Akkad’ın, Libya cihadının şehidi Ömer Muhtar’ı ele alan “Çöl Aslanı” filminde yardımcı yönetmenlik yaptı. Ali Ahmed Salem’in, Müslümanca sinemanın en güçlü örneklerinin gerek kamera önünde ve gerekse kamera arkasında yer alışı, birçok kesimin dikkatinden kaçmamıştı. Kıymetli çalışmalarının akabinde, 2017 Temmuz ayında Arap Bilgi Bakanlığı Konseyi tarafından, Arap dünyasının en etkili 48 isminden birisi olarak ödül aldı.
Merhum Ali Ahmed Salem’in aldığı bu kıymetli rol ve yaptığı çalışmalar, bizlere ezanı, ilk Bilal (ra)’dan duyduğumuzu ve ezanı ilk Bilal (ra) ile sevdiğimizi hatırlamamıza vesile oldu. “O kelimeyi” bulmak için verdiği mücadeleyi saygı ile anarak, Allah’tan rahmet diliyoruz.
“ Ve ölüm
Bir güvercin
Beyaz
Süzülen masmavi gökten
Berrak sulara.”
Erdem Beyazıt
Yorum ekle