İletişim araçlarının hayatımızı kolaylaştırdığı şu dönemde duygular ile aramıza mesafe giriyor. Öyle bir hale geldik ki, görmeden ve hatta dokunmadan inanmıyoruz. Gördüklerimizin baskısı altında duygularımız ile aramıza mesafe giriyor. Önce inanmak için görüntü şartı koşuyoruz, sonra artık gördüklerimiz bir şey ifade etmez hale geliyor.
Esasında postmodern zamanın hastalığını bir kenara bırakacak olursak, anlamak için yakınlaşmanın önemini vurgulamamız gerekiyor.
Kolay ulaşmak, kolay bilgi almak, kolay görmek, çok görmek, fazlasıyla ayrıntılı görmek hissiyatımızı öldürüyor. Bu mühim. Ancak diğer taraftan göz göze gelmenin ve dokunmanın ayrı bir önemi var.
Bazı zamanlar yakınlaşmak gerek.
Geçtiğimiz gün öyle yaptım. Yetim Vakfı’nın davetlisi olarak Reyhanlı Eğitim Köyü’ne gittim. Eğitim gören çocukların mezuniyet töreni vardı. Suriye sınırına kurulmuş eşsiz bir komleks olmuş. Çocuklar için yok yok.
Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Yüzlerce çocuğu ve hatta ailelerini yeniden hayata kazandırmak için çok boyutlu çalışmalar yürütülüyor.
Tahmin edersiniz ki, memleketinden çok uzağa gelmek zorunda olan bir çocuğun en çok ihtiyaç duyacağı şey anne ve baba sevgisidir. Reyhanlı Eğitim Köyü’ndeki çocuklar ise yetim. Tamamına yakını ölümle tanışmış. Sevdikleri, gözlerinin önünde katledilmiş. Böylesi bir travmayı yaşayan çocuğun yeniden hayata döndürülmesi çok zor olsa gerek.
Reyhanlı Eğitim Köyü’nün kurucuları ve yürütücüleri bunun farkında elbet. Profesyonel bir istikamet ile çocukların yeniden tebessüm etmesi sağlanıyor.
Yetim çocukların hayata bakışındaki değişikliğin somut göstergelerine şahitlik ettik. Özellikle de Yamen Alali’ninkine…
Reyhanlı Eğitim Köyü’nde yaşayan Yamen Alali, yakınlarının çoğunu Suriye’deki savaşta kaybetmiş bir yetim. Kampa ilk geldiğinde -çocukların hepsinde olduğu gibi- ruhsal ve duygusal sorunlar yaşar. Farkında olsun ya da olmasın hayatı sorgular. Bakışı da umutsuzdur elbet.
Yamen resim sanatına meraklıdır. Reyhanlı Eğitim Köyü’nde resim eğitimi de alır. Elinin yatkın olduğunu hocaları da fark eder.
Aşağıdaki resim Yamen’in yaptığı ilk çizim. Ne kadar karamsar olduğu ve yaşadıklarının yansıması olduğu aşikar. Renkler koyu, yani umut yok. Gözyaşı değil kan akıyor. Duvarda çizili vekolu kanayan çocuk da kendisi muhtemelen. Yakınlarının yaşadığı sonun kendisini de bulacağını düşünüyor.
Yamen’in böyle düşünmesi ve resmetmesi sürpriz olmasa gerek. Peki, sonra ne olur? Yamen, Türkiye’de yeniden umutlanır. Babasızlığın, savaşın, kanın şekillendirdiği bakışı yavaş yavaş değişir.
Aşağıdaki resim de Yamen’e ait. İlk resimden birkaç ay sonra yapar (aşağıdaki). Umut vardır. Hatta direniş… Sanat ile üstelik… Tankın namlusuna uzanan renkli dünyayı çizen bir fırça, Yamen’in umut dolu dünyasının kazanacağının göstergesi.
Her iki resme de uzun uzun baktım. Siz de bakın, çok iyi geliyor. Yamen gibi nicelerinin kat ettiği yolu gördüm. Reyhanlı Eğitim Köyü, ülkemizin ve insanımızın Suriyeli kardeşlerimize kol kanat germesinin en güzel örneklerinden biri.
Sadece para verip yardım yapmak değil, özellikle çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimine katkı sağlamak, çeşitli alanlarda kendilerini geliştirmelerini sağlamak da mümkün.
Senelerce dillendirildi ama son dönemde artık slogan haline geldiği için kıymetini kaybetti gibi… Türkiye, insani olarak bir destan yazıyor. Devam ediyor. Zaman zaman söz kıymetsizlendiğinde gidip yakinen görmek gerek. Göz göze gelmek, dokunmak, hissetmek gerek.
Yamen gibi çocukların ruhunda oluşan derin yaraların, tebessüm eden simalar ve sıcacık kucaklaşmalar sayesinde -tamamen olmasa da- iyileştiğini görmek gerek.
Fırsatını bulan mutlaka Reyhanlı Eğitim Köyü ve benzeri organizasyonları yakından incelesin. Suriyelilerin olduğu her yerde bu faaliyetlerin türevleri var.
Bir de Suriyelilerin hikayelerini gidip kendilerinden dinleyin. Göz gözeyken, diz dizeyken… Beraber ağlayın, beraber gülün…
Oy devşirmek ya da sosyal medyada prim elde etmek için olur olmaz karalamalar yapan ve iftira atanların manipülasyonuna gelmeyin. Yakınlaşın. Dokunun. Dinleyin. Hissedin.
Yamen Alali gibi çocukların gözlerindeki donukluğun hiç geçmeyeceğinin, acısının biraz dindirilebileceğini ve en önemlisi de hayata dair yeniden umut dolabileceğini görün.
Bir çocuğun ruh yolculuğunu iki resim üzerinden okuyun. Daha nice örnekleri varken yakınlaşın.
Yorum ekle