Yazının Orijinali: ‘I will not be silenced’: Women targeted in hack-and-leak attacks speak out about spyware
‘Susturulamayacağım!’: Hacklenme ve ifşalanma saldırılarında hedef alınan kadınlar casus yazılımları anlatıyor
Kadın gazeteciler ve aktivistler, kendilerini susturmak isteyen hükümetler tarafından özel fotoğraflarının sosyal medyada paylaşıldığını söylüyor.
Al-Jazeera’da çalışan Lübnanlı gazeteci Ghada Oueiss, geçtiğimiz Haziran ayında eşi ile evinde yemek yerken bir meslektaşından Twitter’ı kontrol etmesini söyleyen bir mesaj aldı. Oueiss Twitter hesabını açtı ve dehşete düştü: Jakuzide bikini giymiş olduğu bir fotoğrafı, bu fotoğrafın patronunun evinde çekildiğine dair yanlış iddialarla birlikte bazı hesaplar tarafından yayınlamıştı.
Sonraki birkaç gün boyunca, bir gazeteci olarak itibarını zedeleyen, bir kadın olarak aşağılayan veya çirkin ve yaşlı olduğunu söyleyen binlerce tweet ve mesaj yağmuruna tutuldu. Mesajların çoğu, hükümet yetkililerine ait bazı doğrulanmış hesaplar da dahil olmak üzere, MBS olarak bilinen Suudi Prens Muhammed bin Salman Al Saud’u desteklediği anlaşılan hesaplardan gelmişti.
Suudi rejimini eleştiren haberlerini susturmak amacıyla hedef alındığına inanan Oueiss, “Telefonumun saldırıya uğradığını hemen anladım.” dedi. “Bu fotoğrafları hiçbir yerde yayınlanmamıştım. Sadece telefonumdaydılar.” İfadelerinde bulundu.
Oueiss, “Çevrimiçi taciz edilmeye alışkınım. Ama bu çok farklıydı.” diye ekledi. “Sanki biri evime, yatak odama, banyoma girmiş gibiydi. Kendimi çok güvensiz ve travmatize edilmiş hissettim.”
Oueiss, İsrailli teknoloji şirketi NSO Group tarafından tasarlanan Pegasus casus yazılımını kullanarak Orta Doğu’daki bazı otoriter rejimler tarafından hedef alındığı ve taciz edildiği iddia edilen tanınan birkaç kadın gazeteci ve aktivistten birisi. Casus yazılım, herhangi bir telefonu gözetleme cihazına dönüştürerek mikrofonları ve kameraları etkinleştirir ve kullanıcının haberi olmadan dosyaları dışa aktarır.
Oueiss ve telefonlarının hedef alındığı iddia edilen diğer birkaç kadın için, bu taciz ve yıldırma politikasının önemli bir parçası kişisel fotoğrafların kullanılmasıdır. Bu fotoğraflar Batı standartlarına göre oldukça normal görünse de, Suudi Arabistan gibi muhafazakar toplumlarda skandal olarak kabul edilmektedir. Görünüşe göre bu saldırılar söz konusu kadınları, alenen utandırmak ve itibarlarını lekelemek için yapılmaktadır.
Son günlerde, Oueiss, NSO Group’un birçok devlet kurumu müşterisi tarafından belirlenen 50.000 telefon numarasının sızdırılmasıyla ilgili bir soruşturma nedeniyle, saldırının travmasını yeniden yaşıyor. Paris merkezli kar amacı gütmeyen kuruluş Forbidden Stories ve and Amnesty International tarafından 16 medya ortağıyla işbirliği içinde yürütülen soruşturma, Pegasus casus yazılımlarının dünya çapındaki insan hakları ihlalleriyle nasıl bağlantılı olduğunu göstermeye çalışıyor. Hedefler arasında, krallığın Türkiye’deki konsolosluğunda Suudi ajanlar tarafından öldürülen Washington Post köşe yazarı Cemal Kaşıkçı’nın ailesi de dahil olmak üzere devlet başkanları, aktivistler ve gazeteciler yer alıyor.
Oueiss, Forbidden Stories ve and Amnesty International soruşturmasıyla ilgili bazı hikayeleri Twitter’da paylaştığında yeniden taciz edilmeye başlandığını ifade etti:
“Fotoğrafları, tacizleri, yorumları, vücudum hakkında konuşmaları, beni fuhuşla suçlamalarını tekrar tekrar yaşadım.” dedi. Ama en azından şimdi dünya bu casus yazılımın ne kadar çirkin olduğunu ve insanları teröristlerden veya suçlulardan koruması gereken araçların, iyi insanlara karşı kullanıldığında ne kadar kötü olduğunu biliyor.”
“Taciz edildiğimi söylediğimde beni ciddiye almayan insanların şimdi ciddiye almalarından dolayı mutluyum. Yalnız olmadığım için mutluyum!” diye ekledi.
Jakuzi fotoğrafları internette yayınlanana kadar Oueiss, ciddi bir gazeteci olarak profesyonel imajını korumak için çok çalıştığını söyledi. Sadece ceket giydiği fotoğraflarını yayınlıyor ve özel hayatıyla ilgili röportaj yapmaktan kaçınıyordu.
Aralık ayında Ouiess, Birleşik Arap Emirlikleri hükümdarı veliahtı Mohamed bin Zayed ve Oueiss’in fotoğraflarını çevrimiçi paylaştığını söylediği Florida merkezli iki Twitter kullanıcısı da dahil olmak üzere diğer sanıklara karşı dava açtı. Amerika Birleşik Devletleri Florida Güney Bölgesi Bölge Mahkemesi’ne sunulan şikayete göre, Oueiss’in telefonu, fotoğraflarına erişmek için Pegasus casus yazılımının kullanıldığını belirleyen bir dijital adli tıp uzmanı tarafından incelendi. İncelemenin akabinde, sanıklar, davanın reddini talep etti.
İnsan hakları uzmanları, baskıcı hükümetlerin genellikle kadınları susturmaya çalıştığını söylüyor.
Amnesty International’ın teknoloji ve gözetim birimi olan Amnesty Tech’in direktörü Rasha Abdul Rahim, “Pegasus bir casus yazılım aracı ve basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne, insan hakları aktivizmine ve gazeteciliğe karşı kullanılan bir silahtır.” ifadelerini kullandı. “Kadınların ifade özgürlüğü hem çevrimiçi hem de çevrimdışı bir şekilde istismar ediliyor ve hedef alınıyor.”
“Amaçları, kadınları susturmak ve dikkatlerini vücutlarına, ne giymeleri veya ne söylemeleri gerektiğine yönlendirmek” diye ekledi.
Amnesty International, hükümetleri, insan haklarıyla uyumlu bir düzen oluşana kadar Pegasus gibi gözetim teknolojilerinin ihracatı, satışı ve kullanımına ilişkin bir erteleme sürecine çağırıyor.
NSO Group, web sitesinde, yakalanmamak için şifreli cihazlar kullanan teröristleri ve suçluları izleme adına hükümetlere, askeri sınıf casus yazılım lisansı verdiğini söylüyor.
NSO Group sözcüsü Louis Rynsard, NBC News’e “sözleşme ve ulusal güvenlik kaygıları nedeniyle” şirketin “müşterilerimizin kimliğini doğrulayamayacağını veya reddedemeyeceğini” söyledi.
Rynsard, şirketin müşterileri tarafından gözetlenmek üzere seçilen hedefleri görmemesine rağmen, kötüye kullanım potansiyelini en aza indirmek için “satış öncesi güçlü insan hakları ve yasal uygunluk kontrolleri” gerçekleştirdiğini de sözlerine ekledi.
Rynsard, “Gazetecilerin hedeflenmesi de dahil olmak üzere her türlü kötüye kullanım iddiasını çok ciddiye alıyoruz ve bunun olmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.” diye ekledi. Rynsard, kötüye kullanım tesbit edilirse NSO Group’un söz konusu müşterinin hesabını kapatabileceğini belirtti.
Louis Rynsard, NSO Group’un Pegasus’un kötüye kullanımı nedeniyle birden fazla devlet hesabını kapattığını söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri hükümet basın ofisi, tekrarlanan açıklama taleplerine yanıt vermedi. Ancak Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı, gazetecileri izlediğini reddeden bir açıklama yaptı.
Açıklamada kısmen “İddialar … hiçbir kanıta dayanmıyor ve yanlış” ifadeleri yer alıyordu.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı da açıklama taleplerine yanıt vermedi, ancak geçen ay ülkenin resmi haber ajansı aracılığıyla “[Suudi Arabistan Krallığı’ndaki] birinin telefon görüşmelerini izlemek için yazılım kullandığı” iddialarını reddetti.
‘Düşman olarak gösterildim’
Şu anda Londra’da yaşayan Suudi Arabistanlı bir aktivist ve eski profesyonel sporcu Alya Alhwaiti, kendisinin de NSO Group’un Pegasus casus yazılımı ile bir hacklenme saldırısının hedefi olduğuna inandığını söyledi.
2018’de telefonum sık sık donuyordu. Garip numaralardan aramalar aldığını ve bazen ekranda dosyaların aktarıldığını belirten mesajlar göründüğünü söyledi. Aynı zamanda, Suudi hükümetiyle bağlantılı kişilerden geldiğine inandığı çevrimiçi tehditler ve korkutucu mesajlar alıyordu.
Alhwaiti, Suudi Arabistan’ın ilk kadın profesyonel sporcusuydu ve 2004 ile 2011 yılları arasındaki yarışmalarda krallığı temsil etmişti.
Alhwaiti 2018’de Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi konusundaki tepkisini referans göstererek “Güzel oynuyordum. Ama sonra Suudi Arabistan’da olup bitenler hakkında fikrimi söylemeye başladığımda düşman oldum.” dedi.
Alhwaiti, Scotland Yard’a gittiğini ve oradaki polisin, telefonunun hacklendiğini söyledini belirtti. Ancak kimin tarafından olduğunu çözemediler: IP adresleri, McDonald’s ve Costa Coffee mağazalarının şubeleri gibi halka açık yerlere kadar uzanıyordu. Telefonunu değiştirdi ve Scotland Yard, kendisine evinde kalmasını tavsiye etti.
“Korkuyla yaşamak zor. Onları, Kaşıkçı’ya yaptıklarını tekrar etmekten alıkoyan ne?” dedi. “Tepki gösterenlerden kurtulacaklardı.”
2020 yazında, Oueiss’in jakuzi fotoğrafının Twitter’a sızdırıldığı sıralarda, Alhwaiti’nin yalnızca telefonunda olduğunu söylediği resimlerini çevrimiçi paylaşılmış olarak gördü. Fotoğrafların birinde, bir arkadaşının düğününde kısa bir elbise ile yer almakta. Diğerinde, şort ve tişörtle güneşleniyor. Fotoğraflar, onu sarhoş olmakla, rastgele cinsel ilişkiye girmekle suçlayacak şekilde Twitter’da yayınlanmaya başlandı. Bunun üzerine, sosyal medyada yüzlerce kişi ona ahlaksız kadın suçlamalarında bulundu. Bazı kişiler, ona ölüm tehditleri gönderdi. Oueiss’te olduğu gibi, onu aşağılayan hesapların çoğu, profil resimlerinde Suudi bayraklarına veya prensin resimlerine yer veriyordu.
Alhwaiti, dünyadaki bazı Pegasus casus yazılım uzmanlarının yer aldığı Citizen Lab ile temasa geçtiğini ve onlardan telefonunu kontrol etmelerini istediğini söyledi. Pegasus’un izlerini bulduklarını ve cihazını tekrar değiştirmesini tavsiye ettiklerini söyledi.
“Hiçbir şekilde güvende hissetmiyorum. İzlendiğimi hissediyorum ve her zaman tetikte olmak zorundayım.” dedi.
Yıldırma Politikası İşe Yaramazsa
Bu tür bir saldırının kurbanı olduğu iddia edilen bir diğer kişi, BAE’li bir aktivist ve insan hakları grubu ALQST’nin yönetici direktörü olan 33 yaşındaki Alaa al-Siddiq’ti.
ALQST müdür yardımcısı meslektaşı Josh Cooper’a göre, Al-Siddiq’in telefonu 2020’de saldırıya uğradı. Öyle ki al-Siddiq, arkadaşlarına ve meslektaşlarına, özel fotoğraflarının sızdırılacağından korktuğunu söyledi.
Cooper, Citizen Lab’in al-Siddiq’ın telefonunu incelediğini ve Pegasus belirtileri bulduğunu söyledi. Numarası, Amnesty International’a sızdırılan hedefler listesinde de yer aldı.
Al-Siddiq, Haziran ayında İngiltere’nin Oxfordshire kentinde bir trafik kazasında ölene kadar fotoğraflarının sızdırılacağından korkuyordu. .
Suudi Arabistan’da kadınların araba kullanma hakkı için bir kampanya yürütücüsü olan ve 2017 sonlarında yasa değişikliği yapılmadan önce 1000 günden fazla hapis cezasına çarptırılan kız kardeşi aktivist Lina al-Hathloul, “Yıllardır bir siber güvenlik sorunu olduğunu biliyorduk ve kimse bu konuda bir şey yapmadı.” ifadelerinde bulundu.
Numarası, Suudi Arabistan’ın yakın bir müttefiki olan Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tutulduğu iddia edilen Pegasus casus yazılımı için potansiyel hedefler listesinde yer alan Loujain al-Hathloul, cihazlarına bir casus yazılım yüklendiğini doğrulamak için telefonunu kontrol ettiremedi.
Lina al-Hathloul, “Bir kadın, adil olmayan yasalar hakkında fikrini söylerse veya hükümeti eleştirirse, susması için özel fotoğrafları sızdırılır. Bu yaptırım, kısa vadede etkili olsa da a uzun vadede işe yaramayacaktır. Çünkü kadınlar utandırılmaya ve ezilmeye çalışıldıklarını anlayacak ve buna karşı birleşecekler.”
Yorum ekle