Yazarlar

Yürüdük, Yürüyoruz, Yürümeye Devam Edeceğiz

Acizlik, psikolojik bir durumdur. Kendini aciz gören, kendini aciz kabul eden aciz olur. Ve dahi aciz kalır. Acziyet, insanı hareketsizliğe, eylemsizliğe, edilgenliğe iter. Çıkış noktası bellidir: “Ben aciz değilim!” demek ve hemen harekete geçmek. Zorluklar, insanı başarıya götürür. Bunun temeli de kendini güçlü kabul etmek, kendine güvenmektir.

7 Ekim 2023 Cumartesi gününden beri zor günler yaşadık, yaşıyoruz. Öyle görünüyor ki, bu zor günler kısa zamanda da sona ermeyecek. Okunan yazılar, dinlenen haberler, bakılan fotoğraflar, izlenen videolar elbette hepimizi derinden etkiliyor. Bu kadar medya unsuruna maruz kalmak, uzun vadede edilgenliği, tepkisizliği, hareketsizliği doğurur. Bu hal, yaşadığımız zor günlerden, acı olaylardan daha beter bir hal olur.

Onun için her kişi ve kurum, yapabileceği her ne ise onu yapmalı, yapılanları asla ve kat’a küçümsememeli, daha iyisini, daha etkilisini yapmaya da gayret etmeli. İnsanımızın motivasyonunu düşürecek, yok edecek konuşma ve hareketlerden kesinlikle uzak durulmalıdır. Bu tür davranış, anlayış ve düşüncelere sahip olanlardan mutlak surette uzak durulmalıdır.

Dün (10 Aralık), Büyük Filistin Yürüyüşü vardı. Eşzamanlı olarak bütün Türkiye’de yapılan yürüyüş, genelde Filistin’de, özelde de Gazze’de olanlara, Türkiye ve dünya kamuoyunun dikkatini çekmeyi amaçlıyordu. İstanbul’daki yürüyüş, Beyazıt Meydanı’ndan başlayacak Sultanahmet Meydanı’nda sona erecekti. Burada da program icra edilecekti. Nitekim öyle de oldu.

Yazının başlığına, “Yürüdük, Yürüyoruz, Yürümeye Devam Edeceğiz”e dönecek olursak. Bilindiği gibi kamuoyunda zaman zaman nükseden bir itiraz var: “Yürümekle bir şey olmaz, şimdiye kadar yürüdük de ne oldu?” Bu sözü söyleyenleri, bu itirazı yapanları dikkate almaya değmez. Ama bunlardan etkilenenleri dikkate almak lazım. Bu yazı, onlar için.

Öncelikle şunu belirtmek isterim. Biz yürüyenler, evvel emirde kendimiz için yürüyoruz. Kendi tarafımız belli olsun diye yürüyoruz. Mazlumun, mağdurun yanında olduğumuzu devam ettirebilmek için yürüyoruz. Zalimlere olan öfkemiz kaybolmasın diye yürüyoruz. Moğolların yaptığını, Haçlıların bütün topraklarımızda yaptıklarını, Hıristiyanların Endülüs’te yaptıklarını, Avrupalıların Balkanlarda yaptıklarını, İngilizlerin Filistin’imizde yaptıklarını unutmamak için yürüyoruz. Unutursak; bütün katliamları, bütün cinayetleri, bütün soykırımları bir daha yaşayacağımızı çok iyi biliyoruz. Yürümemizin en büyük faydası bize, kendimize.

Bunu böyle söylerken yürüyüşlerimizin, kendileri için yürüdüklerimize bir faydasının olmadığını elbette söylemiyoruz. Onlar, Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde kendilerine sahip çıkan insanların varlığından enerji alıyorlar, mukavemetleri artıyor, yalnız olmadıklarını anlıyorlar.

Ayrıca biz yürüyenler, insanlık ölmesin diye yürüyoruz. Ceberut devletlerin ve hükümetlerin karşısında insanların vicdanlarını harekete geçirmek, hem insani hem tarihi hem de dini bir mesuliyet ve vazifedir. Müslümanlar olarak biz, insan fıtratının iyilik üzerine yaratıldığına inanıyoruz. Olumsuz güç ve tesirlerin bertaraf edildiği bir ortamda insanlar hak ve hakikatin, aklın, kalbin yolunu tutacaktır. Çünkü aklın yolu, kalbin yolu birdir. Buna inanıyoruz.

Bir sorunun çözümü için hiçbir zaman asla tek bir yöntem yoktur. Yere ve zamana göre, imkânlara göre, şartlara göre değişik yöntemler ve metotlar tercih edilebilir. Bazen bunların tümü de devreye girebilir. Burada asıl olan, çözüme yönelik harekete geçmektir, eylemde bulunmaktadır.

Bendeniz şu konuda kesin bir inanca sahibim: Yürüyenler zalimin durdurulması, mazluma sahip çıkılması, mağdurlara yardım edilmesi gibi konularda en duyarlı insanlardır. Gerekirse, canları bile feda ederler. Şimdiye kadar olan şahitliğim böyledir. Yürüyenler, aynı zamanda ülkemizin ve dünyanın sağlıklı, sağlam ve doğru bilgi sahibi olması için de gayret gösterenlerdir.

Kısacası yürüyenler, sadece yürümemektedirler. İmkânları neyse, güçleri neye yetiyorsa onu yapmaya çaba sarf etmektedirler. Bunda şüphe yok. Şüphesi olan, kendisine baksın.

Yazının başlığına dönelim ve bir daha tekrar edelim: “Yürüdük, Yürüyoruz, Yürümeye Devam Edeceğiz”.

Etiket /