2001’de Goldman Sachs bankası uzmanlarının ilk olarak kullandığı ‘BRIC’ kelimesi ABD ile birlikte 21. yüzyılın en büyük beş yükselen ekonomisini tanımlıyor. 2011’de Güney Afrika Cumhuriyeti’nin de gruba eklenmesi ile kelime ‘BRICS’ olarak bugünkü halini aldı.
Temelinde Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin bir araya gelmesiyle oluşan BRICS ülkeleri, yüz ölçümü bakımından dünyanın 3’te 1’lik kısmını elinde bulunduruyor. [BRICS, bu ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinden oluşur (Brasil, Russia, India, China, South Africa).]
Bu ülkelerin temel karakteristikleri arasında yüksek nüfusları, doğal kaynak zenginlikleri, milli gelirlerindeki hızlı artışlar ve iç tüketici sayılarının yüksekliği dikkat çekiyor.
BRICS ülkeleri, bulundukları bölgelerin bölgesel ilişkileri üzerindeki önemli nüfuz potansiyeliyle tanınıyorlar ve beş ülkenin hepsi G20 üyesi.
BRICS ülkeleri, yüz ölçümü bakımından dünyanın 3’te 1’lik kısmını elinde bulunduruyor.
2009’dan itibaren devlet başkanları seviyesinde her yıl toplanan ülkeler siyasi bir diyalog kurma hedefi güttü. 2014’te ise BRICS çatısı altında Yeni Kalkınma Bankası’nın (NDB) temelleri atıldı. Bu sayede ülkeler ABD ve Avrupa’nın hükmündeki Uluslararası Para Fonu’na (IMF) rakip bir kurum oluşturdu. 50 milyar dolarlık bir sermayeye sahip banka, dünyanın en büyük çok taraflı kurumlarından biri haline geldi.
Asya kutbu elbisesi
Kısaca, başta Asya kılığına girse de farklı eğilimlere sahip çok kutuplu bir dünya çerçevesinde bir kutup kisvesine bürünen, daha sonra genişleyip yayılmaya aday yeni bir uluslararası koldan bahsediyorum.
Başta daha çok gelişen dünyanın sembolik bir girişimi olarak başlasa da, küresel yönetime karşı ve 2. Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin hakimiyetinin oluşturduğu statükoya karşı tatminsizliğini ortaya koymaya çalışıyor BRICS.
Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart’ın “Ordular, mideleri üzerinde yürür” ifadesini çağıran bir dünyada, görünüşe bakılırsa bugün değişim, “Halkların her biri mideleri üzerinde yürür” ifadesine odaklanıyor. Bu da kalkınma ve ekonomik işbirliği konularını, siyasi ittifaklara paralel ve tamamlayıcı hale getiriyor.
22 Ağustos, Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan ve Güney Afrika’dan oluşan ve dolarsızlaşma kampanyasının başını çeken BRICS’in liderler zirvesinin başlangıç tarihi. 1971 yılında ABD’nin altın standardından çıktığı tarih.
22 Ağustos’taki BRICS zirvesinde yeni para biriminin sunulmasıyla doların dünyanın rezerv para birimi statüsünü kaybetme sürecinin nihai aşamasının başlayacağı, dolarsızlaşma sürecinin birkaç yıl içinde başarıyla tamamlanabileceği düşünülüyor.
Düzenlenecek zirve doların küresel ödemelerdeki rolünü zayıflatıp nihayetinde önde gelen ödeme para birimi ve rezerv para birimi olarak doların yerini alabilecek yeni ve büyük bir para biriminin piyasaya sürülmesini içeriyor.
Bu dünyanın hazır olmayabileceği derin ve benzeri görülmemiş bir jeopolitik şok dalgasına neden olabilir.
BRICS üyelerinin birleşik ekonomik güçleri G7’den daha büyük olmasının yanısıra 8 ülkenin zaten resmen üyelik için başvuruda bulunması ve bir düzineden fazla ülkenin daha katılmaya ilgi göstermesiyle, genişleme, BRICS sisteminin en önemli gelişmesi olacak.
Üyeliğe talip olan ülkeler içinde Suudi Arabistan, doların dünya rezerv statüsünün istikrarını sağlayan petrodolar sisteminin temel taşı.
Suudi Arabistan’ın üye olması durumunda, Rusya ile birlikte en büyük üç enerji üreticisinden ikisi tek bir çatı altında toplanacak. (Enerjinin üç büyüğünün diğeri ABD)
BRICS’e halihazırda üye ülkeler, dünya yüzeyinin ve ilgili doğal kaynakların yüzde 30’unu, küresel buğday, pirinç üretiminin yüzde 50’sini, gezegenin altın rezervlerinin yüzde 15’ini ve dünya nüfusunun yüzde 40’ını oluşturuyor.
Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya ve Suudi Arabistan’ın birleşik GSYİH’si 29 trilyon dolar veya nominal küresel GSYİH’nin yüzde 28’i.
GSYİH’yi ölçmek için satın alma gücü paritesi kullanılıyorsa, BRICS payı yüzde 54’ün üzerinde. Ayrıca Rusya ve Çin, dünyadaki en büyük üç nükleer cephanelikten ikisine sahip (diğer lider ABD).
Nüfus, kara kütlesi, enerji üretimi, GSYİH, gıda üretimi ve nükleer silahlar gibi her ölçüte göre BRICS, bir diğer çok taraflı tartışma topluluğu değil. Batı hegemonyasına sağlam ve inandırıcı bir alternatif oluşturuyor.
Birlikte hareket eden BRICS, yeni bir çok kutuplu ve hatta iki kutuplu dünyanın kutuplarından biri konumunda.
Ağustos ayında lansmanı açıklandığında yeni para birimi boş sahaya değil, sofistike bir sermaye ve iletişim ağına düşecek. Bu ağ, başarı şansını büyük ölçüde artıracak.
BRICS para biriminin ticari mallardan oluşan bir sepete veya altına sabitlenmesi bekleniyor.
Sıradan, günlük işlemler için kağıt para şeklinde kullanılmayabilir ve muhtemelen dijital para birimi olacaktır.
Altına dayalı yeni bir para birimi, ödeme para birimi olarak hızlı bir şekilde benimsenmesi ve rezerv varlık para birimi olarak kademeli olarak kullanılması gibi tüm bu olaylar, yıllardır süren geliştirme sürecinin ardından 22 Ağustos 2023’te başlayacak.
BRICS ülkelerinin doların hegemonyasından kaçma çabası Washington’ın kendi buyurgan dayatmacı politikası ve özellikle aşırı veya kötüye kullanılan yaptırımlar yoluyla doları silah olarak kullanmasından da kaynaklanıyor.
Batı’nın geçen yıl Ukrayna krizi sırasında Moskova’ya uyguladığı yaptırımlar başka birçok ülkenin belirli konularda ABD ile ters düşerlerse sıradakinin kendileri olabileceğini gösterdi ve bu dolar sisteminden tamamen vazgeçme baskısını önemli ölçüde tetikledi.
“Büyüyen ekonomisi, askeri yetenekleri ve giderek artan siyasi nüfuzu” ile küresel arenada adından giderek daha çok söz ettiren örgüte Suudi Arabistan, Türkiye ve Mısır gibi ülkelerin de ilgi duydukları ifade ediliyor.
Nüfusu 85 milyonu aşan, NATO üyesi Türkiye ise Doğu ile Batı arasındaki güç mücadelesinde özel bir yere; hem dünya siyasetinde hem de küresel ticarette vazgeçilmesi zor bir pozisyona sahip.
Özellikle son 20 yıla bakılacak olursa. Türkiye, ABD merkezli sistemin ve yeni dünya düzeninin komplikasyonlarıyla mücadele etti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2018’de yaptığı bir konuşmada, BRICS ülkelerince kurulan yeni bir kalkınma bankası olduğuna işaret ederek, “Onların vereceği projelerden yararlanmak için üye olunması gerekiyor. Sırf onun için şu anda ciddi ciddi üye olmayı değerlendiriyoruz.” ifadesini kullanmıştı.
Neticede Doğu ve Batı, etki alanlarını genişletmeye çalışıyor.
BRICS ise yüksek potansiyele sahip becerikli ülkeleri bünyesine katarak ağını büyütmeyi hedefliyor. Rusya-Ukrayna savaşı ve gerginliği artan Çin-ABD rekabeti de dahil olmak üzere süregelen çatışmaların arka planında, müttefik ve ortak bulma mücadelesi yatıyor.
BRICS genişledikçe nihayet küresel normları, değerleri ve yapıları yeniden tanımlama potansiyeline olabilir.
Türkiye de stratejik ve jeopolitik konumu ile fark yaratabilir.
Yorum ekle