Yazarlar

Jeopolitikten Murakami’ye: Japonya beyzbola neden bu kadar önem veriyor?

Yazının Aslı: From geopolitics to Murakami: How Japan fell in love with baseball

Beyzbolun, 13 yıllık bir aradan sonra bu yıl Tokyo’da düzenlenen Olimpiyatlara geri dönmesi sürpriz bir durum değil. Bu spor, bir asırdan fazla bir süredir Japonya’nın gözde sporu olarak oynanıyor ve bu yıl Japon milli takımı bu coşkuyu madalyalarla taçlandırmaya kararlı görünüyor.

Geçtiğimiz Çarşamba günü, Japon beyzbol takımı, Dominik Cumhuriyeti’ni 4-3 yenerek Tokyo Olimpiyatları’ndaki ilk maçını oynadı. Sporun dini değerlerle bütünleştiği Japonya’da tüm gözler milli takımda ve takımdan beklentiler oldukça yüksek.

Bir Amerikalı İngilizce öğretmeni tarafından beyzbolun ülkeye tanıtılmasından yaklaşık 150 yıl sonra Japonya, takım çalışmasına öncelik veren oyun stili ve olumlu bir fanatik hayran kitlesi ile beyzbolu kendi milli sporu haline getirdi.

Chiba Lotte Marines’in eski bir oyuncusu olan Itaru Kobayashi, AFP’ye verdiği demeçte, Japonya’da “her çocuk beyzbol oynar” dedi.

Şimdi bir spor uzmanı ve Tokyo’daki J.F. Oberlin Üniversitesi’nde profesör olan Kobayashi, “Beyzbol, ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde oynanan bir oyun olsa da, zaman içinde biz de ona aşık olduk.” dedi.

Kobayashi, Japonya’nın spora olan düşkünlüğünün “beyzbolun kısmen bir ritüel gibi olmasından” kaynaklandığına inanıyor.

Kobayashi aynı şekilde beyzbolun “Takım olarak çalışılmasına ve takım olarak bir olmaya” yol açtığından, Japon halkının sevgisini kazandığını belirtti.

Murakami’ye ilham veren spor

Japon beyzbol hayranları arasında, 2015’te beyzbolun edebiyat kariyerine ilham vermesinden bahseden, ülkenin en ünlü yazarı Haruki Murakami de yer almakta. 1978’de Tokyo’daki bir stadyumunda ulusal bir maçı seyreden Murakami şöyle yazmıştı: “Hala o hissi tam olarak hatırlayabiliyorum. Sanki gökten bir şey uçuşuyormuş gibi hissettim ve onu ellerimle tuttum. Bu şeyin neden tesadüfen elime geçtiğine dair hiçbir fikrim yoktu.”

Murakami, “Söyleyebileceğim tek şey, hayatımın o anda büyük ölçüde ve kalıcı olarak değiştiğidir” diye devam etti. Ertesi yıl, yazın hayatına yeni başlayan yazarlar arasında “en iyi roman” ödülünü kazanan ilk romanı “Rüzgârın Şarkısını Dinle”yi yayınladı.

Haruki Murakami

Murakami’ye gelen ilham, beyzbolun Japonya’ya 1872’de Tokyo’daki Kaisei Akademisi’ndeki bir öğretmen tarafından tanıtılmasından yaklaşık bir yüzyıl sonra geldi. Ichiko Lisesi’nden bir okul takımının 1896’da yabancı bir takımı yenmesi ile beyzbol oldukça popülerleşmeye başladı.

Japonya’da onlarca yıl geçirmiş olan beyzbol uzmanı Robert Whiting, “Bu oyunlar Japonya’da sembolik öneme sahipti çünkü Japonlar ticaret ve sanayi gibi pek çok açıdan o dönemde gerideydi” dedi.

“Tokyo Junkie: 60 Years of Bright Lights and Back Alleys… and Baseball” kitabının yazarı Whiting, “Aslolan şuydu ki, Amerikalıları kendi oyunlarında yenebilirsek, o zaman onları diğer alanlarda da kesinlikle geçebileceğimize” inanıyorduk.

Amatör oyun sahneye çıkıyor

1930’lara gelindiğinde, beyzbola profesyonel bir ilgi oluştu ve 1934’te yarım milyon insan, Babe Ruth ve diğer 14 Amerikalı beyzbol oyuncusunu bir all-star turunda karşılamak için Tokyo’nun sokaklarını doldurdu. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, beyzbol, Japonya’nın ulusal eğlencesi haline geldi ve parayla lekelenmemiş olarak görülen amatör oyunlara özel bir saygı gösterildi.

Bu spor dalına olan ilgi bu güne kadar devam ediyor.

31 yaşındaki Fumihiko Kaneko, halihazırda bileti olmasına rağmen Tokyo Big Six üniversite liginde Pazar günü oynanan bir maç için dört saat erken geldi.

Japonya’nın en eski ligi olan bu ligde tarihi rakipleri Keio ve Waseda’nın karşılaşmasını izleme şansına sahip olduğu için çok heyecanlandı.

AFP’ye “Küçüklüğümden beri beyzbol hayranıyım” dedi. “Bugünkü maçın 100 yıllık bir geçmişi var!”

Japonya’nın en sevilen beyzbol etkinlikleri, her bahar ve yaz düzenlenen ve Koshien olarak bilinen lise turnuvalarıdır.

Koshien oyunları, televizyon reytinglerinde üst sıralarda yer alan, ağustosböceklerinin vızıltısı kadar Japonya yazının bir parçası.

Jeopolitik rekabetler

Fukushima’da yaşanan  2011 nükleer santrali kazasından sonra, bölgenin toparlanmasında önemli rol oynayan bir olimpiyat yarışması düzenleniyor.

Kobayashi, Japonya ve ABD takımlarının karşı karşıya gelirse büyük bir infial çıkabileceğine inanmaktadır.

“Japon beyzbol takımı için, ABD takımını yenmek nihai hedeftir.”

Ancak diğer spor yorumcuları, Japonya’nın Güney Kore ile olan rekabetinin, ABD ile olan rekabetinin de önünde geldiğini söylüyor.

Beyzbolun her iki ülkede de bir numaralı spor olduğu söyleyen gazeteci Philippe Mesmer, “Sonuç olarak bu spor, her iki ülkede de judo, futbol veya voleyboldan bile daha fazla ilgi çekiyor” ifadelerini kullandı. İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihsel hafızadaki problemlerle birlikte Güney Kore cumhurbaşkanı Moon Jae-in’in 2017’de seçilmesinden bu yana en düşük seviyede gitmektedir.

İki ülke arasındaki gerilimler, her şeyden önce, II. Dünya Savaşı sırasında emperyal Japonya tarafından zorla çalıştırılan Koreli işçilerden kaynaklanmaktadır. Güney Kore ayrıca, Kore’de Dokdo ve Japonya’da Takeshima olarak bilinen bir grup ada olan Liancourt Rocks’ın Olimpiyat meşalesindeki haritaya dahil edilmesine de itiraz etmiştir. Çünkü Güney Kore şu anda bu küçük takımadaları kontrol etmeye çalışsa da,  Japonya bu çabaya karşı çıkmaktadır.

Güney Kore’nin Olimpiyat heyeti, Tokyo’ya vardığında, yatakhanelerin balkonlarına iki ülke arasındaki 16. yüzyıldaki bir savaşa atıfta bulunan pankartlar astığında gerilim, bir adım daha ileriye götürüldü. Japonya’nın bu durumu protesto ettikten sonra, Uluslararası Olimpiyat Komitesi pankartların Olimpiyat tüzüğünü ihlal ettiğini açıkladı.

Güney Koreliler pankartların indirilmesi karşılığında Japon yetkililerden, birçok kişi tarafından imparatorluk sembolü olarak görülen “yükselen güneş” bayrağının oyunlar esnasında kaldırılmayacağına dair söz aldılar.

Bu gergin ortamda iki ülke kendilerini yarı finalde karşı karşıya bulabilirler. Bu arada Japonya zaten kadın softbol takımının Salı günü ABD’ye karşı 2-0 galibiyeti ile bir altın madalya sahibi oldu.