24 Haziran ne demek?
Yeni sistem mi?
İstikrar mı?
Değişim mi?
Ne demek 24 Haziran?
Türkiye’nin son 15 yılda yaptığı her seçim, göründüğünden fazla şey ifade etti.
Her defasında ‘bu defa çok mühim’ dedik.
Sandık sandık yorulduk, bu son sandık, yine yorulduk. Yorulmaktan da yorulduk.
Fekat yorulmadığımız ve her defasında yine ve yeniden yaptığımız bir şey var ki; güvenmek.
Çok basit birkaç sorum var.
95 yıllık mazisinde 4 darbe, 1 girişim, defalarca muhtıramsı yaklaşım, çeşit çeşit ayak oyunları, ekonomik darbeler, toplumsal çapraşıklıklar, politik devinimler gördüğü halde, neden ısrarla güvenmek istiyor bu millet?
95 yılın 80’inde cebini, işini, aşını, evladını, komşusunu, toprağını, yarınını hep kaybeden, hep kaybeden ve elinde tuttuğu tek şey umudu olan bu millet, neden 15 senedir sadece ‘tek adam’a güvenmeyi tercih ediyor?
‘Yedi düvel’ ifadesinin hakkını verecek şekilde son 10 yıldır kurulmayan tuzak, başvurulmayan yöntem, kullanılmayan piyon kalmadığı halde, neden hala ‘tek adam’da ısrar ediyor bu millet?
Hayal kurmayı hayal etmekten öte bir şey olarak göremeyen Anadolu insanına, hayal kuran ve hayata geçiren bir millet olduğunu hatırlatan ‘tek adam’, neden çekilmiyor?
Bir insana 15 yıllık iktidar yetmez mi?
Neden bırakıp gitmiyor?
Yoksa birileri mi bırakmıyor?
Sen!
Meselenin neresindesin?
Uluslararası dengeler mi? Neresindesin bu uluslararası dengesizliğin!
‘Üst akıl’ mı? Bu ütüsü bozulmuş üstsüzlüğün neresindesin?
Kendi mi gitmiyor? Ateistlerin açıklayamadığı bu kendiliğindenliğin neresinde değilsin!
İktidarın iktidarsızlığını gideren muktedire ‘git’ diyememenin sebebi nedir? Sen bu ihtida hareketinin neresindesin?
Memlekette 85 sene hareket alanı bırakmayan güçlerin hareketsiz kalışları sana neyi anlatamıyor? Sen bu hareketsiz hakaretin neresindesin?
Tarafsız mısın? Yoksa takatsiz mi?
Tokat yemekten bıkmış bir insan yığınıyken, ‘diğer yanağıma da uzanacak o eli kırarım’ diyebilme ruhuna ulaşmamızın vesilesi olan ‘tek adam’ sence kimin tokadı? Sen bu hareketin gücü müsün, güçsüzlüğü mü?
Kendini neden bu kadar etkisiz görüyorsun!
15 yıldır olan her şeyde parmağın varken, neden 24 Haziran’a dair etkin olmamış gibi davranıyorsun?
Attığın adımın, uzatmayacağın elin vebaline hazır mısın?
2018’den sonraki sandık 2023’te… Bu sana bir şey hatırlatıyor mu?
Bundan 15 sene evvel çılgının biri çıkıp “Hedef 2023” dediğinde sen de tebessüm etmiştin, inkâr etme. Peki, bu adam hayalinin, hayalimizin eşiğine gelmişken sana/bana ne düştü? Ne yaptık biz?
Dünya tarihinde iki türlü ‘tek adam’ olmuştur daima. Biri, kendini tek adam yapan (ki, bu tarz yaratıklar tarih boyunca beddua ile anılır). Diğeri ise millet tarafından tek adam yapılan (ki, bu da demokrasi tarihine sığdırılamayacak kadar uzun bir hikayenin mihenk taşıdır).
Şimdi soru şu:
Şu anki ‘tek adam’ı kim tek adam yaptı?
‘Tek adam’ın yalnızlığa itilmeye çalışıldığı her an yardımına koşan, omuz veren, dua eden milyonlar varken, bu soruya cevap vermek için hakikaten 10 saniyeden fazla düşünmek haksızlık değil mi?
O halde sorunun kalan kısmına gelelim…
24 Haziran ne demek?
Bir hayalin, 2023’ün eşiğindeyken sence 24 Haziran ne demek?
24 Haziran, 2023 demekse, 24 Haziran ne demek?
2023 bizim için hayalin ötesinde bir şeyken, hedef haline gelmişse…
2023, bizi biz yapan özgüvenin tarihi olmuşsa…
Dünyanın dört bir yanında mazlumlar (ama kelimenin tam manasıyla mazlumlar, burnu havada Batılılar değil, terennümün, tefekkürün, sabrın tecessümü olan mazlumlar) tek adam için dua ediyorsa, 2023’e kadar fiili dua kavlinden tamamlanması gereken onca şey varsa, 24 Haziran ne demek?
Artık cevap sende!
24 Haziran ne demekse, o oldu!
Artık cevap hepimizde. Herkes ama herkes üzerine düşeni yaptı. Farkında olan da olmayan da…
Şimdi herkes, herkesi ciddiye alsın.
Ama en çok da sen… Kendini ciddiye al; 24 Haziran sen demeksin!
Yorum ekle