Yazarlar

Evliya Çelebi Afrika’da

Wits Üniversitesi – Siyasal Çalışmalar

Gravürlerde temsili olarak resmedilen seyyah Evliya Çelebi 

Günümüzde Türkiye’nin Afrika politikalarında gündemini teşkil eden meselelerde önemli bir tarihi kaynak gözardı edilmektedir. 400 sene önce Afrika’yı Nil Nehri boyunca Mısır’dan Sudan’a kadar takip etmiş olan Evliya Çelebi, bu gezisinde kaleme aldığı gözlemleriyle sadece havalinin tarihi coğrafyası hakkında bilgi vermez fakat aynı zamanda bölge insanı için kaynak ve Türk milletine günümüzde ışık tutacak önemli malumatlar sunar.  

Evliya Çelebi Afrika’da  

Osmanlı devrinin belki en meşhur seyyahı olan Evliya Çelebi 1657’de Mısır’a hareket eder. Çelebi bu gezisinde dönemin şehir ve kasabaları yanında gördüğü köprü ve camilerden bahsederek Türklerin Sudan’a kadar nerelerde varlık gösterdiklerini kayda geçer. 1672’de Mısır’daki gözlemlerini yazan büyük gezginimiz Evliya Çelebi “şehir içinde Mısır’ın segah makamı eşek anırmasıdır” diye kaydetmiştir. Ve bunlar Mısır’da sürü sürü gezerler. Eşek çokluğu şehr-i Mısırı dutmuşdur. Sokaklarda zahrek, cenbek ve yesarek deyu hammarların feryadından geçilmez” şeklinde kaydetmişti. Timsah hakkındaki gözlemlerini ise esasında National Geographic kanalɪnda belgesel diye şimdilerde izliyoruz.  Çelebi’ye göre ’bazı timsah ağzın açub kuş taşra çıkarub timsah safa ider. Ol kuş dahi muzahrefatı içre kurdlar bulub tenavül idüb deficu eder. Hem kendi nefaka hasıl ider hem timsahı sikletden halâs ider’ şeklinde kaydetmiştir. 

Eski Mecmualarda Evliya Celebi ve Seyahatnamesi

Evliya Çelebi, Kahire’den başlayarak Nil deltasından Nil nehrinin kaynağına değin gitmeyi hedeflemiş, Habeşistan üzerinden Kızıldeniz’e ulaşıp batı sahilinde Zeyla Boğazı’ na kadar inip aynı yoldan tekrar Habeşistan’a gelip kuzeyinden İbrim’e ve oradan Nil’ in batı sahili üzerinden Kahire’ye geri dönerek son yolculuğunu gerçekleştirmiştir. Evliya Çelebi bu kadar uzun yol gelmişken Nil’ in kaynağına gidememesinin, tıpkı kendisinde olduğu gibi okuyucusunda da hayal kırıklığı yarattığını düşünmüş olmalı ki Nil’ in başına gitmekten neden vazgeçtiğini izah ederken Nil’e sadece karadan gidilemeyecegini, çünkü “yollar gayet korkulu ve tehlikeli verlerdir ki zehirli kepçe kuyruk, yılan gibi korkunc canavarlar vardır” demişti. Yılan, giyan, akrep, fil, gergedan, aslan, kaplan, bebr, leopar, ukab ve baska yırtıcı canavarlar gayetle çok olup, mahallerde Sencere derler bir kavim vardır, din diyanet nedir bilmezler, kendilerinden başka bir mahlûk görseler tutup, kebap edip yerler. Üstelik tüm bu tehlikelerin yanında o bölgedeki bazı vilayetler ile Nil’in başı Portekizlilerin hükmü altındadır, şeklinde kaydetmiştir. Evliya Çelebi’ye göre Funcistan melikinin Fas ve Merankes ile arasında batıya doğru beş aylık çöl yolu vardır ve melikin hükmü oralarda geçmez. Tüm bu bilgiler Evliya Celebi’nin daha önce hiç görmediği bir coğrafya hakkında malumat toplayıp okuyucusu ile paylaştığını, diğer taraftan da genel panoramayı kaçırmamaya gayret ettiğini gösterir. Yesri aşiretlerinin yaşadığını ifade eden Evliya Çelebi, “10 bin kara çadır Zenci kavimlerdir ve Caferì mezhebindendirler” şeklinde not düşer. Yine Kendiyye aşiretleri için ise “tamamı 100 bin zenci çıplak kavimdir” ifadesini kullanır. Evliya Çelebi, Harkova Kalesini anlattığı yerde Ceberti kavminden bahseder. Ona göre “Rum’dan ve başka Zencilerden sekban sarıca ve yeniçeri gibi tüfenkli olanlara Ceberti kavmi derler. Çoğu, Habeşi kızlarına tutulup kalmış Rum oğlanlardır. Sırtında ve belinde birer futa pestamal, elinde tüfenk ayda 3 guruşa ömrünü tüketirler” demiştir. Harkova’ dan sonra Vule Dağı’na giderken gördüğü Habeş Urban Kudeysi kavminin fiziksel özellikleri ise kullandıkları kuyu sular ile ilgilidir.

Hindiye Kalesi dışında yaşayan Zenci Urbanlan kavmi dağlarda kakule-i kebir, bazi kokulu otlar ve bitkiler toplayarak, her çadırda beşer onar kallemiş kedisi besleyip kâr ederler. Tuzla Kulesi bölgesindeki Runçiye kabilesi de Süveys Denizi’nin taşıp çekilmesinden sonra ovada kalan tuzları kule dibine toplarlar. Harap haldeki Behlâle şehrinde yaşayan Abire kavminin tertemiz olduğunu belirten Çelebi onların din-diyanetten ve kötülüklerden habersiz, yumuşak huylu adamlardan oluştuğunu ifade eder. Yiyecekleri dart, koyun, keçi, ceylan ve sığır olan bu  kavim insanların maymunlardan şikayet ettiklerini de eklemeyi ihmal etmez. 

Evliya Çelebi’nin ismini verdiği bir diğer kavim ise Seheri kavmidir. Seherisa kasabasında yaşadığını söylediği bu kavmin bağ, bahçe ve ziraat edecek yerleri vardır. Ayrıca obalar halinde konup göçen bu kavmin dilinin Hint diline yakın olduğu anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi’nin notlarına göre Osmanlılardan başka bölgede Portekizliler, Sudan padişahlığı, Func sultanlığı hakimiyeti mevcuttur. Evliya Çelebi’nin notlarından anlaşıldığına göre bu cografyada Koz, Dumbiye, Banyan, Ceberti, Kudeysi, Zenci Urbanları, Abire ve Seheri isimli sekiz farklı kavmin yanında Yesri ve Kendiyye aşiretleriyle beraber Sabiyye Zencileri ile Runçiye kabilesi yaşamaktadır. Çelebi’nin yazdıklarından anlaşıldığına göre bazı hanelerde su sarnıçları olmasına rağmen Sevakin Adası’nda su yetersizdir. Bu yüzden biriken suların muhafazası için kuleler ya da kaleler yapılması gerekmiştir.

Bu sehir 150 akçe payesiyle kazadır. Nahiyesi bir bâd-i hevâdir.

Bu Sevâkin adasında toplam 260 kâgir, hasir, kamis ve çalastan, hep toprak örtülü ufak tefek hane vardir. Özdemir Paşa’nın sadece alçak minareli bir cami var, taş yapıdır. Birkaç mescidi ve 20 kadar koçastan çalıdan ve hasırdan dükkanları var. İskele başında Banyan kavmi, yani atesperest kafirlerin mahzenleri var, her cins değerli mallarla dolu mahzenlerdir. Bu yazılan yapılardan baska han, hamam, imaret, medrese, bağ, bahçe, bostan yoktur. Ancak bu taraflarda Funcistan, Zencistan ve Dumbistan melikleri vilayetlerinin iskelesi olmakla gayet bolluk ve ucuz yerdir.

Evliya Çelebi bu kıymetli gözlemlerini yıllardır yaptığı seyahatlerine borçludur. Buna rağmen onun seyahatı, Afrika coğrafyasında başka bir mahiyet kazanmıştır. Afrika seyahatinden evvel “…bismillah ile Fatiha okuyup yola çıktık.” cümlesinden dinine bağlılığın yanında yeni yolculuğa manevi bir hazırlık yaptığını anlıyoruz. Evliya Çelebi Funcistan, Sudan ve Habeşistan topraklarında hâkim olan devletler ve komşular hakkında malumat vermiştir. Onun yazdıklarında hem yerel unsurlar ayrıntılarıyla izah edilmiştir hem de dönemin siyasi dünyası şekillendirilmiştir. Bu açıdan bakıldığında Seyahatname’nin bu bölümü sadece bizim geçmişimize ait olmaktan çıkar ve dönemin dünya devletlerinin hemen tümünün ilgileneceği bir metin haline dönüşür. Evliya Çelebi eserinde Mısır’daki Osmanlı ulemasını sayarken onun hakkında verdiği şu bilgiler de son derece önemlidir:

Ve kabri eş Şeyh Sinan Efendi Ulemayı Ekradı Suran’dandır. Ömrü nazeninlerinde tasadduk ve nezaret vazayifat kabul etmemişdir. Hemen alâ Babıulah olub cümleden ziyade ganimet üzre geçinirdi. Mısır’da Kürdî Mahallesi mescidin tamir ve termim idüb anda sakin olub anda medfundur Meşayihanı Mısır mabeyninde Şeyh Kü(r)dî deyu itibar idüb ziyaret iderler. Ve senede bir kerre Mevlûd olub cemiyyeti uzma olur.

Buradan da anlaşıldığına göre Sinan Efendi Mısır’da Şeyh Kürdi olarak nam salıp hayatını burada öğrenci yetiştirmeye adamıştı. Böyle Osmanlı alimlerinin mezarlarının tespit ve onarımı için bölgede görev yapan büyükelçiliklerimize çok iş düşmektedir. Evliya Çelebi’nin bahsetmiş olduğu bu Osmanlı alimi Șeyh Sinan el Kürdi’nin Kahire’deki mezarının bulunup ortaya çıkarılması gerekir. Şüphe yok ki bu tarihi Osmanlı mezarları Afrika’daki tapu senetlerimizdir.

Evliya Çelebi’yi Doğru Anlamak

Seyyah Evliya Çelebi metinleri, günümüz için çok kıymetli etnoğrafik malzeme de içermektedir. Afrika’ya ayak basmış bir Osmanlı generali Özdemir Paşa’nın faaliyetlerinden ve inşa ettirdiği kale ve camilerden bahsettiği kayıtlar sadece küçük bir örnektir. Bu kıymetli notlar sayesinde Özdemir Paşa’nın İdlip’de tek minareli bir cami yaptırdığını ve mezarının Eritre’de olduğunu bilebiliyoruz. Bu malumata rağmen günümüz Afrika politikalarında Özdemir Paşa’nın yaptırdığı cami ya da mezarına halen sahip çıkılamamıştır. Hal böyle olunca Evliya Çelebi gibi kıymetli bir kaynakla Afrika siyasetinde faydalanılmamaktadır. Yine mesela yukarıda bahsedildiği gibi Çelebi’nin Seyahatname’sinde bahsettiği Kahire’de vefat eden Süleyman el Kürdi adındaki Osmanlı aliminin mezarına sahip çıkılmamıştır.

Evliya Çelebi’nin Nil Nehri ve Çevresi Hakkında Çizdiği bir Harita

Peki Neler Kaybediyoruz ?

Adeta Türk milleti için kılavuz bilgiler veren Evliya Çelebi özellikle Kuzey Afrika ülkelerini Osmanlı Devleti’nin Portekiz saldırılarından nasıl koruduğunu ve sömürgeleştirilmesinin önüne geçtiğini Seyahatnamesinde anlatır. Evliya Çelebi’nin yazdıklarını sadece arşiv belgeleri değil Tunuslu alim İbn Haldun Mukaddime adlı eserinde teyit eder. Haldun, Türklerin Sudan’a kadar bölgede hastahaneler, kaleler ve kervansaraylar kurarak ticareti güvenli hale getirdiklerini yazmıştır.

Sadece Türk dış politikası için değil esasında Evliya Çelebi’nin dolaştığı Afrika ülkeleri hakkında verdiği bilgiler mezkur ülkelerin tarihi için de çok kıymetli malumat taşımaktadır.

Bunların tercüme edilerek Mısır, Libya, Etiyopya, Sudan gibi ülkelerde tanıtım programlarında kullanılması Türkiye’nin farkını ortaya koyacaktır. Bu manada Türkiye-Afrika diplomasisinde Çelebi’nin Afrika’sını anlamakla yola çıkmak gerekir.

Notlar 

[1] Evliya Çelebi. 1986. Evliya Çelebi Seyahatnamesi. İstanbul: Üçdal Neşriyat. http://books.google.com/books?id=Futns-96QQsC.

[1] Dankoff Robert and Nuran Tezcan. 2011. Evliyâ Çelebi’nin Nil Haritası : “dürr-I Bî-Misîl În Ahbâr-I Nîl”. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

[1] Evliyā Çelebī and Hakan T Karateke. 2013. Evliyā Çelebī’s Journey from Bursa to the Dardanelles and Edirne: From the Fifth Book of the Seyāḥatnāme. Leiden: Brill.

[1] Dankoff Robert Nuran Tezcan and Michael D Sheridan. 2018. Ottoman Explorations of the Nile: Evliya Çelebi’s “Matchless Pearl These Reports of the Nile” Map and His Accounts of the Nile and the Horn of Africa in the Book of Travels. London England: Gingko Library. 

[1] Evliya Çelebi. 196AD. Evliya Çelebi. Place of publication not identified: Ministry of Tourism and Information.

[1] Evliya Celebi Fuat Sezgin Carl Ehrig-Eggert and Eckhard Neubauer. 2008. Evliyâ Çelebî (D.c. 1095. Frankfurt am Main: Institute for the History of Arabic-Islamic Science. 

[1] Dankoff Robert Sooyong Kim and Evliya Celebi. 2011. An Ottoman Traveller: Selections from the Book of Travels by Evliya Celebi. New York: Eland Publishing. [1] Kahraman Seyit Ali Evliya Çelebi Yucel Dagl Robert Dankoff Kurşun Zekeriya and Sezgin İbrahim. 2011. Evliya Celebi Seyahatnamesi. Istanbul: Yap Kredi Yaynlar.

Etiket /