Kültür

Uçakan’ın ’40 yıllık kurgu makinesi’ tarihe tanıklık ediyor

Yönetmen-senarist Mesut Uçakan‘ın “zor günlerinin” tanığı, Almanya’da kendi çabalarıyla çektiği ve montajladığı “Aşk ve Secde” belgeselinde kullandığı 40 yıllık kurgu makinesi, koleksiyoner Aydın Genç‘in antika dükkanında tarihe tanıklık etmeye devam ediyor. Milli ve manevi değerleri önceleyen idealist bir çizgide 40 yıldan fazla süredir birçok film, dizi ve belgesele imza atan Mesut Uçakan, Türk sinemasındaki birçok kritik döneme […]

Yönetmen-senarist Mesut Uçakan‘ın “zor günlerinin” tanığı, Almanya’da kendi çabalarıyla çektiği ve montajladığı “Aşk ve Secde” belgeselinde kullandığı 40 yıllık kurgu makinesi, koleksiyoner Aydın Genç‘in antika dükkanında tarihe tanıklık etmeye devam ediyor.

Milli ve manevi değerleri önceleyen idealist bir çizgide 40 yıldan fazla süredir birçok film, dizi ve belgesele imza atan Mesut Uçakan, Türk sinemasındaki birçok kritik döneme de tanıklık etti.

1979’daki ilk filmi Lanet ve 1980’de vizyona giren Rahmet ve Gazap’tan sonra “İmkanımız kalmamıştı” diyerek Almanya’ya giden Uçakan, kendi imkanlarıyla belgesel çekmeye karar verdi.

Uçakan, 8 mm kamerası ile kainatın yaratılışı ve İslam’ın temellerini anlatan “Aşk ve Secde” isimli belgeseli çekerek, belgeselde kullandığı kurgu makinesini o günlerin hatırası olarak sakladı.

Kavanozdaki Adam ve Reis Bey gibi filmlere imza atan Uçakan, kurgu makinesini koleksiyoner Aydın Genç’e hibe etti.

Hala çalışan ve tarihe tanıklık eden kurgu makinesinin hikayesini AA muhabirine anlatan Uçakan ve Genç, eski eşyaların ruhunun, anlam ve değerinin her zaman yaşamaya devam ettiğini belirtti.

“Aşk ve Secde’yi bu kurgu makinasıyla montajladık “

Uçakan, “Bu kurgu makinesinin bende ayrı bir yeri var.” diyerek, sinema hayatındaki önemli kırılma noktalarını anlattı.

İlk filmini Müjde Ar’la çektiğini anımsatan Uçakan, şöyle devam etti:

“İkinci filmimi de Cüneyt Arkın’la çekmiştim ama 1980’lerin başında piyasada hareket imkanımız kalmamıştı. Çünkü derme çatma sermayelerle, hiç bizden olmayan, hep bize de gereğinde karşı koyan bir çevre ile çalışmak durumunda kalmıştık. Ben Almanya’ya geçtim. Orada 7-8 ay kaldım, bu ara boş kalmayayım diye 8 mm’lik Canon bir de kurgu masası aldım. Aydın Genç’e hediye ettiğim kurgu makinesi oydu, onunla bir belgesel çekeyim dedim. Aşk ve Secde isminde İslam’ın itikat, ibadet, muamelat, ahlak bölümlerini çeşitli fotoğraflar ve bire bir bazı çekimlerle drama belgesel şeklinde yaptım. Rahmetli Kadir Mısıroğlu da Almanya’daydı, tutunmaya çalışıyordu. Hatta belgeselimi, ‘Bana ver Mesut, ben çoğaltıp dağıtayım’ demişti.”

Uçakan, kullanılan eski eşyaların önemli olduğunu belirterek, “Tarih önemli, biz tarihimizin kıymetini bilmiyoruz ama geçmişi yaşatan onlar.” ifadelerini kullandı.

Dijital öncesi sinema sektörü

Uçakan, dijital teknolojinin sinema sektöründe büyük değişikliklere yol açtığını belirterek, dijital teknoloji öncesinde amatör ve profesyonel filmlerin daha uzun bir süreçte hazırlandığını anlattı.

“Dijital teknoloji çıkmadan önce filmler negatif ile çekiliyordu. Negatifin 8 mm, 16 mm ve 35 mm olarak 3 türü vardı. Biz, sinema filmlerini 35 mm’lik negatif ile çekerdik. 8mm’lik olanlar amatördü.” ifadelerini kullanan Uçakan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Amatör çalışmalar da küçük el kameralarıyla çekilen filmlerdi. 16 mm’lik ikisi arasında bir yerdeydi. Daha sonra ucuz maliyetli olsun diye 35 mm yerine 16 mm ile çekenler oldu ama pek tutmadı. Genelde piyasaya 35 mm ve 8 mm’lik hakimdi. Amatör birisi bunu paket olarak alırdı ama yıkamasını Türkiye yapamazdı. Türkiye’de üretim olmadığı için filmler, dışarıya gönderilir, oradan yıkanmış olarak gelirdi. “

Koleksiyoner Genç’e verdiği kurgu makinesinin detaylarını da paylaşan Uçakan, “Bu makine amatör 8 mm’lik. Meraklıların kısa film veya belgesel, kendi türünde küçük çalışmalar yaptığı bir makinaya dönüktü. Amatör birisi amatör kurgu makinası alırdı, makinada keser-biçer kurgulardı. Ekranına çektiği görüntüyü geçerdi ve bu şekilde kesip, biçip, kurgulayarak çalışmalar yapılırdı. ” ifadelerini kullandı.

“En popüler ürün Uçakan’ın kurgu makinesi”

Koleksiyoner Aydın Genç de 20 yıldır eski eşyalara meraklı olduğunu ve Uçakan’ın kurgu makinesinin kendisi için büyük bir anlam ve öneme sahip olduğunu işaret ederek, “Mesut ağabey bir gün, ‘Aydın ziyaretine geleceğim.” demişti. Dükkan hediyesi olarak bu kurgu makinesini getirdi. Gençlik döneminde yaptığı filmlerin montajında kullandığı bir makine olduğunu söyledi.” dedi.

Uçakan’ın, kendisi için anlamlı olan kurgu makinasını alıp, kendisine hediye etmesinden dolayı onur ve mutluluk duyduğunu dile getiren Genç, şunları söyledi:

“Kurgu makinasını hemen dükkanımın rafına koydum. Bu makina, müşteriler ve ziyaretime gelen arkadaşlar tarafından sürekli soruluyor ve dikkati çekiyor. Gözde olan, en popüler olan bu makina. ‘Satıyor musunuz?’ diye hep soruyorlar. Ben de hediye geldiğini ve satılık olmadığını söylüyorum çünkü bir anısı ve hatırası var. Ömür boyu böyle rafta kalabilir, hiç sorun değil. Benim ruhumu bildiği için Mesut Uçakan, makineyi bana getirdiğinde acayip mutlu oldum, haz aldım. Dolayısıyla bu makine benim için çok değerli ve önemlidir, Mesut ağabey de benim için çok önemli ve değerli. Dolayısıyla dükkanımın ya da yarın bir gün dükkanım olmadığı zaman evimin, ofisimin her neresinde olursa olsun bu makine böyle kalacak.”

Genç, Uçakan’la olan dostluğunu anlatarak, “Saygı duyduğum, değer verdiğim bir insandır. Bir bağ kurmak gerekirse, eski bir insanı, eski Türk filmleri yapan, ya da ideolojik, güzel diziler yapan bir insanı tanıyorsunuz. Mesut Bey, isminden söz ettiren ve farklı projelerle insanın karşısına çıkıyor . Onu yıllardır tanırım. Sağ olsun, güzel bir ağabey ve iyi bir kardeşliğimiz, dostluğumuz var.” dedi.