Yenikapı’daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’ndeki fuar, sanatseverleri ağırlıyor.
Galeri Abay standında kişisel sergisini açan ressam Selda İnci, AA muhabirine, resim, hat ve kat’ı sanatını bir araya getirdiği üç eseriyle fuarda yer aldığını söyledi.
Çocukları büyüdükten sonra resme ilgisini değerlendirme imkanı bulduğunu ve 11 yıl ders aldıktan sonra eserler üretmeye başladığını dile getiren İnci, şunları kaydetti:
“ArtContact’a ilk defa katılıyorum. ‘Üçü Bir Yerde’ 20. kişisel sergim. Yağlı boya resim, hat ve kat’ı sanatını tuvalde birleştirerek üç eser meydana getirdim. Eserlerimde ‘aşk’, ‘şükür’ ve ‘dua’ hat yazıları var. Aşk, ilahi aşk. Şükür çünkü yaşadığımız olayların hepsinin Allah’ın verdiği bir ders olduğunu düşünüyorum ve bu derslerden de Allah’a karşı minnetimi dile getirmek için şükür yazdım. Dua, inşallah dualarımız kabul olur. Ayrıca Allah’ın mucizeleri olarak gördüğüm kelebekleri yaptım, o da kat’ı, kağıt kesme sanatı. Kelebekleri yağlı boyayla boyayıp tuvale yapıştırdım. Yağlı boya, kat’ı ve hat sanatı üçü bir yerde oldu.”
Resimlerine imza atmak yerine parmak izi bastığını anlatan İnci, “Parmak izinin de Allah’ın en büyük mucizelerinden olduğuna inanıyorum. O yüzden parmak basıyorum. Bütün resimlerimde parmak basılıdır, ismim yazmaz. Yani imzam, parmak izim.” diye konuştu.
Aşık Veysel fotoğraf sergisi ilgi görüyor
Gürsel Gökçe, Aşık Veysel Şatıroğlu’nun torunu olan eşi Nazender Süzer Gökçe ile hazırladıkları “Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel” fotoğraf sergisini sanatseverlerle buluşturmaktan memnuniyet duyduklarını söyledi.
Gökçe, sergiyi 2010’dan bu yana yurt içinde Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Bilecik’in de aralarında bulunduğu birçok ilde ve Almanya’da Aşık Veysel’i sevenlerin izlenimine sunduklarını belirtti.
UNESCO tarafından 2023’ün “Aşık Veysel Yılı” ilan edildiğine dikkati çeken Gökçe, “Bundan sonra Aşık Veysel dünya çapında anılmaya başladı. UNESCO üyesi 193 ülke bu yıl anma etkinliği düzenliyor. Biz de geçen hafta KKTC’deydik, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ve TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Bilal Çakıcı ile Girne Üniversitesinde sergi açtık.” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile “Veysel Gider Adı Kalır” isimli bir sergi konsepti hazırladıklarını anlatan Gökçe, şunları kaydetti:
“Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Eren Eyüboğlu’nun orijinal resimleri, Ara Güler, Fikret Otyam, Ozan Sağdıç, İsa Çelik, Mustafa Türkyılmaz ve Ergun Çağatay’ın fotoğrafları yer alıyor. Bu konsept sergimiz kapsamında kısa film ve kitap da sunuluyor. Ayrıca Aşık Veysel’in 1954’te çevrilen ‘Karanlık Dünya’ filmi de gösteriliyor. O da Metin Erksan’ın, bugüne kadar sergi ortamında hiç gösterilmemiş bir film. Şu an İzmir Kültür Sanat Fabrikasında izlenime sunuluyor, 16 Haziran’dan itibaren de Ankara’da izleyiciyle buluşacak.”
Fuarda “Görülmeyeni Görmek: Aşık Veysel” konseptiyle de yer aldıklarını bildiren Gökçe, “ArtContact İstanbul fuarında 30 eserimizi sergiliyoruz. Seramik sanatçısı Caner Yedikardeş ile konsept bir sergi oluşturduk. Yedikardeş’in yaptığı seramik çalışmasını da sergiliyoruz.” dedi.
Gökçe, Aşık Veysel’in fotoğraflarının yer aldığı sergide, Nur Sağlamer’in keçe üzerine yapılan portre çalışması ve “Gözsüz gördüm seni ben” başlıklı gazete haberinin yanı sıra Aşık Veysel kitabının Türkçe, İngilizce ve braille alfabesi versiyonlarının bulunduğunu kaydetti.
“Yıllardır düşündüğüm bir projeydi”
Eyüpsultan Belediyesinin standında 3 çömlek çalışması yer alan seramik ve torna eğitmeni ve sanatçısı Yasin Toruloğlu, “Yıllardır düşündüğüm bir projeydi. Geleneksel Türk formlarımıza çağdaşlık katarak, üzerlerinde işleme yaptım.” diye konuştu.
Toruloğlu, yaklaşık 10 yıldır çömlek sanatıyla ilgilendiğini, Almanya ve Güney Kore’de workshoplara katıldığını ve çalışmalarını Eyüpsultan Belediyesinin Zal Mahmud Paşa Camisi bünyesindeki atölyelerinde sürdürdüğünü anlattı.
Çağdaş sanat eserleriyle katıldığı ilk fuarın ArtContact olduğunu belirten Toruloğlu, “Burada ‘Eski Köye Yeni Adet’ başlıklı 3 çalışmam var, bunları 40 esere tamamlayıp kişisel sergiye dönüştürmek istiyorum. Formlarımız geleneksel ve bunun artık yenilenmesi ve biraz çağdaşlık katılması gerektiğini düşünüyorum. Geleneksel formları yaşatıp, onları öldürmeden bir tık daha ileriye taşımak gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Müzehhibe Merve Aydoğan Olgun, Kalikala Art Gallery standında sergilenen çalışmasının, kufi yazı formunda tamamen özgün ve modern bir eser olduğunu söyledi.
Galeri bünyesinde Muhammet Mağ, Hasan Çelebi ve Mustafa Çelebi gibi usta sanatçıların eserlerinin de yer aldığını belirten Olgun, kendisinin de 2 eseriyle katıldığı ArtAnkara fuarının ardından tek eserle bu etkinlikte yer aldığı belirtti.
Yaklaşık 14 senedir tezhiple ilgilendiğini dile getiren Olgun, “Buradaki çalışmamda ‘Başarım yalnızca Allah’tandır.’ yazıyor. Bu başarıyı renklerle, basamaklarla ve giriş çıkışlarla ifade ettim. Aslında daha soyut, yani tezhip sanatında geleneksel sanatlarımızın daha modernize bir şekilde yorumlanmış hali. Renkler, tonlar, giriş çıkışlar, aynı zamanda bu dalga hayatın akması anlamında yorumladım.” değerlendirmesinde bulundu.
Mimar sanatçı Taner Şekercioğlu, salgından sonra son 2 yıldır mimarlık yapmayı bıraktığını belirterek, “Biraz daha kendi kendime çekildiğim ve yavaşladığım bir hayat tarzı geliştirdim. Bunlar da benim ilk defa profesyonel olarak duvara astığım işlerim.” dedi.
Rumak Art Galeri çatısı altında 25 çalışmasıyla fuara katıldığını anlatan Şekercioğlu, “Üst üste, katmanlar halinde dizilebilen taş, kağıt, tekstil ürünleri, duvar kağıdı gibi pek çok farklı malzemeyi kullanıyorum. Çok katmanlı işler yapıyorum. Farklı serilerde işlerim var burada.” diye konuştu.
Hayatın katmanlardan oluştuğunu, her katmanın bir sonrakinin ne olacağını belirlediğini dile getiren Şekercioğlu, “Her yeni gelen katman alttakilerin bir anıya, bir girdiye, bir tecrübeye dönüşmesini sağlıyor. Katmanlılık öyle bir bağlayıcı bütün işlerimde benim için.” ifadelerini kullandı.
“Sanatçılara gururla Türkiye’yi anlatıyorum”
Tataristanlı sanatçı Aygül Okutan ise Rusya’da sanat eğitimi aldığını, 15 yıldır İstanbul’da yaşadığını ve sergiye Rumak Art Galeri bünyesinde 2 eserle katıldığını bildirdi.
Galerinin 200 metrekare fuar alanında, çoğunluğu Rusya’dan gelen 60 sanatçının yaklaşık 300 eserini bir araya getirdiğini belirten Okutan, şunları kaydetti:
“Tataristanlı sanatçı Aleksandr Shadrin, Başkürdistanlı sanatçı Sulpan Bilalova ve Yakutistanlı sanatçı Semen Lukansi’nin de aralarında bulunduğu meşhur sanatçılar var. Şu an Rusya sanatına tavır almayan, siyaset ve sanatı ayrılabilen tek ülke Türkiye. Fuara katılan sanatçılara gururla Türkiye’yi anlatıyorum. ‘Burada sanata gerçekten değer veriyorlar, böyle güzel bir sanat fuarının içinde yer almak sizin için büyük bir şans.’ diyorum. Hatta bazı sanatçılar kendileri bilet alıp gelmek istedi. ‘Ben de gelip kendimi anlatmak istiyorum.’ diyorlar. Rusya ve Türkiye sanatı arasında bir köprü kurmayı misyon edindim.”
Yorum ekle