El sanatı ürünleriyle bilinen Avanos’ta bölgeye özgü tüf kayalar oyularak ziyaretçileri yerin metrelerce altında sergilenen sanatsal objelerle tanıştıran Güray Kapadokya Yeraltı Seramik Müzesi, bölgeye gelen turistlerin ilgisini çekiyor.
Kapadokya’da çok sayıda bulunan yeraltı şehirlerinden ilham alınarak yüzeyin 20 metre altında 1600 metrekare alana kurulan müze, Kültür ve Turizm Bakanlığının özel müze statüsünde yer alıyor.
Antik, modern ve güncel eserlerin yer aldığı üç bölümden oluşan müzede, farklı dönemlere ait seramik ve çömlek eserler meraklıların beğenesine sunuluyor.
Müze, seramik sanatının 5 bin yıllık tarihine ışık tutuyor
Müze Genel Müdürü Uğur Cankurt, AA muhabirine, çömlek ve seramik atölyelerini ziyaret eden turistlere ilçede bu çalışmaların binlerce yıldır yapıldığını anlatmak amacıyla müzeyi oluşturduklarını belirtti.
Resmi açılışının yapıldığı 2016 yılından beri müzeyi yaklaşık 1 milyon 200 bin kişinin gezdiğini anlatan Cankurt, şöyle konuştu:
Hem dedelerimizden gelen çömlekler hem de son 30 yılda atölyelerimizde oluşturduğumuz koleksiyon ile müze oluşturuldu. Yapım aşamasında yer altı şehirlerinden esinlendik. Geçmiş uygarlıklar burada tüf kayaları oyarak yer altı yerleşim yerleri yapmışlar. Bu müzeyi kaya oyma usulü ile yaptık. Bu konsepti ile dünyadaki ilk ve tek yer altı seramik müzesi olarak bilinmektedir. Milattan önce 5 bin yılından başlayıp, Selçuklu, Osmanlı dönemleri ve günümüz seramik sanatçılarının eserlerinin bulunduğu bölümler var. Atölyemizde kendi yaptığımız özel parçaları da burada sergiliyoruz. İlk yıllarda tanıtım dönemi olduğu için ziyaretçi sayımız oldukça düşüktü. 2019’da yüksek bir sayıya ulaştık. Kovid-19 salgınında ziyaretçi sayımız düşmeye başladı. Daha sonra hızlıca toparlanma sürecine girildi. 2021 yılında yaklaşık 170 bin, 2022 yılında ise 230 bin ziyaretçi kabul ettik.”
Müzeyi gezen turistler dünden bugüne insanların estetik tutkusunu gözlemliyor
Müze ziyaretçilerinden Yasemin Karaacar da böylesine değerli bir müzenin Türkiye’de açılmasının gurur verici olduğunu ifade ederek, “Etkileyici bir mekan. Geçmişten günümüze bir serüven gibi, yaşanmışlığı yerin altında görmeniz mümkün. İnsanoğlunun çabasını, yaptıklarını, geçmişteki ve bugün yaptıklarını görebiliyoruz. Keyifle gezmek insanı mutlu ediyor.” diye konuştu.
Tuğba Görgünoğlu ise ailesiyle Kapadokya’ya gelmeden önce yaptığı araştırmada gezi listesine dahil ettiği müzeye hayran kaldığını belirterek, “Girdiğimiz andan itibaren büyüleyici bir yanı var. Derinlik ve yerin altında olma hissi etkileyici. Sanat, muhteşem şekilde sergilenmiş. Farklı alanlarda farklı eserler var. Hepsinin kucakladığınız ruha, duyguya hitap eden yanı var. Dinginleştirici ve zenginleştirici bir müze olmuş.” ifadelerini kullandı.
Uğur Acar da her bölümünü etkilenerek gezdiği müzeyi arkadaşlarına tavsiye edeceğini dile getirdi.
Kapadokya’nın dört bir tarafının eşsiz kültürel ve tarihi zenginlikle bezeli olduğunu aktaran Acar, “Burada tarihin farklı dönemlerinde insanların hayatta kalma çabalarını kayadan oyma evlerde de görüyoruz. Yer altı müzesinde de sergilenen eserlerde binlerce yıl önce insanların estetik düşüncelerle günlük kullanımda ihtiyacı olan eşyaları ürettiklerini görüyoruz. Bu, beni mutlu ediyor. Verdikleri emek tüyleri diken diken ediyor.” dedi.
Yorum ekle