Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığınca yapılan çalışma ile Osmanlı’dan bugüne Türklerin ata sporları ve olimpiyatlar gibi uluslarası organizasyonlara katılmalarına kadar birçok konuda spor tarihinin hafızası çıkarıldı.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığınca 16. yüzyıldan başlayarak, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Türkiye’deki spor faaliyetleri hakkında bilgiler içeren “Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı’da Spor” kitabı yayımlandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişten sonra yeniden yapılanan Devlet Arşivleri Başkanlığının yayımlanan ilk eseri olma özelliğini taşıyan kitapta, binicilik ve at yarışları, ok ve tüfek atıcılığı, avcılık, güreş, cirit, beden terbiyesi, kulüpler ve idman yurtları, olimpiyatlara ilişkin detaylar öne çıkıyor.
Arşiv hizmetlerinde uzmanlaşmış bir heyet tarafından hazırlanan kitapta, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi arşivlerinden seçilen belgelerin yanı sıra Türkiye’nin önde gelen spor kulüplerinin müzelerinden alınan belgelere de yer verildi.
1912’de Olimpiyatlara temsilci gönderildi
Osmanlı Devleti’nin spora ilgisi ve bu kapsamda uluslararası spor organizasyonlarına katılımına ilişkin bilgilerin yer aldığı kitapta, Selim Sırrı (Tarcan) Bey’in 1912’de İsveç’te düzenlenen Olimpiyat Oyunları’na temsilci olarak katıldığına ilişkin belge dikkati çekiyor.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu kitapla arşivlerde bulunan belgelerin sadece siyasal olayların tarihine ait kaynaklar olmadığını, toplumsal hayatı ilgilendiren kültür, sanat ve ekonomiye ait konuları da içerdiğini göstermeyi amaçladıklarını söyledi.
Ünal, gençlik yıllarından itibaren sporla profesyonel olarak ilgilenen ve bu ilgisini de her fırsatta çeşitli vesilelerle ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da hazırlık aşamasından itibaren konuyla yakından ilgilendiğini ve kitaba sunuş yazarak, çalışmayı onurlandırdığını dile getirdi.
Kitabın içeriğine ilişkin bilgi veren Ünal, “Modern dönemde spor olarak adlandırılan ve bedensel hareketlerin tümünü içeren, gerek ulusal gerekse uluslararası yarışların konusu olan faaliyetlerin tarihi serüveni kitapta 139 belge grubunun çeviri yazıları ve özetleri ile ortaya konulmaktadır.” diye konuştu.
Ünal, Osmanlı Devleti’nin klasik çağında bedensel dayanıklılığı artırmak için ve askerliğe hazırlık amacıyla güreş, cirit, okçuluk, binicilik, atıcılık ve avcılık faaliyetlerinin yaygın olduğunu, eğlence ve gösteri kültürünün de vazgeçilmez unsurları haline geldiğini anlattı.
Ünal, “Tanzimat sonrasında ise Avrupa ülkeleri ile iletişimin artmasıyla Osmanlı spor literatürüne jimnastik, yüzme, yelken yarışları, eskrim, futbol, bisiklet yarışı gibi spor dalları da eklendi. Sporun değişik dallarını temsil eden kulüpler Osmanlı coğrafyasında yayılmaya başlamışlar, modern eğitim veren okulların açılmasıyla birlikte de ders müfredatlarındaki yerini aldı.” ifadelerini kullandı.
Ünal, Birinci Dünya Savaşı yıllarında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de genç nüfusun askere alınmasının zorunlu hale gelmesiyle gençlerin askerliğe hazırlanması amacıyla kurulan izcilik cemiyetleri, idman yurtları ve genç dernekleri vasıtası ile sporun daha geniş kitlelere ulaşmaya başladığının belgelerde görülebileceğini ifade etti
Bu kapsamda ele alınan belgelerin İstanbul fethinin hemen ardından ok talimi ile uğraşan ve bugünkü spor kulüplerinin tarihteki yansımaları olarak değerlendirebilecek spor tekkelerine ilişkin bilgiler de içerdiğini aktaran Ünal, “Tüm Osmanlı coğrafyasına yayılan ve okçular tekkesi, atıcılar tekkesi gibi isimlerle anılan bu kurumların işleyişi, buralarda yetişen ve başarı gösteren sporcuların taltif edilmelerini belgeler üzerinden takip edebilmekteyiz.” şeklinde konuştu.
Güreşin efsane isimleri Osmanlı arşivinde
Kitapta derlenen belgeler arasında güreşin efsane isimlerinden Adalı Halil, Kara Ahmet ve Kurtdereli Mehmet pehlivanlara ait belgelerin de bulunduğuna dikkati çeken Ünal, 1899’da Paris’te yapılan güreş müsabakasında dünya birincisi olan Kara Ahmet’in Paris Belediye Meclisi tarafından 5’inci rütbede mecidi nişanı verilmesine ilişkin talebin belgelerde görülebileceğini söyledi.
Şehzade sünnetlerinin vazgeçilmezi güreş ve cirit
Ünal, şehzade sünnetleri, elçi kabullerinde güreş, cirit oyunları ve ok atma ve binicilik sporlarının da törenlerin vazgeçilmez unsurları arasında yer aldığının kitaba alınan belgelerden görebildiğini aktararak, şöyle konuştu:
“Avcılık, Osmanlı sultanlarının rağbet ettikleri ve bir tören edası ile bizzat gerçekleştirdikleri bir faaliyet olarak yine kitaptaki belgelere yansımıştır. İdman yurtları, izci kulüpleri ve genç dernekleri ile beden terbiyesinin yaygınlaştırılması amaçlandığını, sporun artık okulların eğitim müfredatına dahil edildiğini ve kız çocuklarının da bu derslerden istifadelerinin sağlanması için bayan beden eğitimi öğretmenlerinin tayin edildiğine dair belgeler ise Osmanlı modernleşmesinin hemen tüm sahalarda olduğu gibi spor alanında da gerçekleştiğini göstermesi bakımından önemlidir. Özellikle kız çocuklarının da eğitim ve öğretime dahil oluşlarının tarihi kadar, beden terbiyelerine de dikkat edilmesinin Osmanlı modernleşmesi adına güzel örnekler olduğunu düşünüyorum.”
Atatürk’ten tebrik yazısı
Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, “ordu komutanı” sıfatıyla Fenerbahçe Spor Kulübünü ziyareti sırasında kulüp hatıra defterine yazdığı tebrik yazısının da kulüp müzesinden temin edilerek, kitaba konulduğunu anlatan Ünal, “Bu, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devlet idarecilerinin spora ilgisini gösteren güzel örneklerden birisi olmuştur. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir.” dedi.
Ünal, kitapta Türk spor tarihinin önemli kişiliklerinden Selim Sırrı Tarcan’ın yaptığı çalışmalar ve uluslararası organizasyonlardaki yerine ilişkin bilgi verildiğine değindi.
Spor kulüplerine para yardımı
Son dönemde devletin spor kulüplerine yardımı meselesinin sık sık gündeme geldiğini söyleyen Ünal, Osmanlı’da da devletin sporu ve sporcunun desteklenmesi, başarının ödüllendirilmesi, gelişim için gerekli donanımların temini noktasında destek verildiği ve lüzumu halinde kulüplere para yardımında bulunulduğunun da erken tarihlerden itibaren belgelere yansıdığını kitaba giren resmi belgeler vasıtasıyla öğrendiklerinin altını çizdi.
Ünal, kitabın sonunda daha geniş kitlelere ulaşılması amacıyla ilave bir CD de eklediklerine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı’da Spor kitabının amacı bir spor dalını bütün yönleri ile ele almak olmayıp, kamuoyunda arşivlerin tanıtımına katkıda bulunmanın yanı sıra spor tarihi ile ilgili araştırma yapacak kişilere arşivlerin ihmal edilmemesi gereken kaynak değeri hakkında fikir vermektir. Bu amaca hizmet eden ve ilgililere katkısı olacak bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Kitabın hazırlanmasında emeği geçen başkanlığımız çalışanlarına ve katkılarından dolayı kulüplerimize çok teşekkür ediyorum.”
Yorum ekle