Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Vakfı Mehmet Akif Ersoy Araştırmaları Merkezi Başkanı Mehmet Doğan, “Akif’in Safahat’ı elbette şiir kitabıdır. Fakat şiirle fikir her zaman iç içedir. Şiirleri imanın, düşüncenin emrinde, vatanın, milletin geleceğini aydın kılma doğrultusundadır. Bu yüzden sanatı hayatla iç içedir.” dedi.
Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi İstiklal Marşı’nı yazan Ersoy, “20-27 Aralık Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası” kapsamında düzenlenecek çeşitli etkinliklerle anılacak.
Doğan, hafta dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ersoy’un yaşadığı zaman diliminin, Batı emperyalizminin dünyanın büyük bir bölümünü ve bilhassa İslam ülkelerini sömürgeleştirdiği bir devir olduğunu belirtti.
Ersoy’un yaşadığı dönemdeki asıl derdinin Müslüman kimliğini koruyarak var olabilmek olduğunu kaydeden Doğan, şunları söyledi:
“Akif’in Safahat’ı elbette şiir kitabıdır. Fakat şiirle fikir her zaman iç içedir. Şiirleri imanın, düşüncenin emrinde, vatanın, milletin geleceğini aydın kılma doğrultusundadır. Bu yüzden sanatı hayatla iç içedir. 20’nci yüzyılın başında Osmanlı toplumunun ve İslam dünyasının dertleri, meseleleri, sıkıntıları gerçekçi bir açıdan şiirlerine yansır. Bunları yansıtmakla kalmaz, hal çarelerini de gösterir. O kendini milletine, inancına adamıştır, vazife aşkıyla ve sorumluluk şuuruyla hareket ederek eserlerini vermiştir.”
Doğan, fikirle şiiri bir arada yürütmenin zor bir çaba olduğunu, buna rağmen Ersoy’un büyük şiir kabiliyeti, dil ustalığı ve okuyanı etkileyen üslubu ile bunu bertaraf ettiğini vurgulayarak, “Mehmet Akif, 20. yüzyılın başında imanının, düşüncesinin ve milletinin hizmetine verdiği şiiriyle yeni bir yolun açıcısı olmuştur. Kendisinden sonra gelen sosyal konuları işleyen şairlerin, Yahya Kemal, Nazım Hikmet ve Necip Fazıl dahil ona çok şey borçlu olduğu görüşündeyiz.” ifadelerini kullandı.
2021, İstiklal Marşı’nın TBMM tarafından milli marş olarak kabulünün 100’ncü yıl dönümü
Ersoy’un ruh ve düşünce arka planının, milletin kimlik yapıcı unsurlarıyla benzeştiğini vurgulayan Doğan, onun iman-medeniyet-hayat görüşü bütünlüğünün, Türk milletinin varoluş bütünlüğünü ifade ettiğinin altını çizdi.
Doğan, Ersoy’un, davasını yaşatmak isterken milletini yaşatmak istediğini, bu ömürde hüzünler ve kırılışlar gibi sevinçlerin ve haykırışların da yaşandığını belirterek, şöyle devam etti:
“2021, İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından milli marş olarak kabulünün 100. yıl dönümüdür. İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılı, İstiklal Marşı şairi Mehmed Akif’in vefatının 85. yıl dönümü ile birleşmektedir. Bu vesileyle Ocak 2021’de başlayıp 27 Aralık’a kadar sürecek, etkili ve kalıcı faaliyetler yapılması için TYB Vakfı Mehmet Akif Ersoy Araştırmaları Merkezi çok kapsamlı bir program hazırladı. Gönüllü kuruluşların faaliyetleri yanında, resmi kurumların faaliyetleri de 100. yılı hatırda kalan bir sene haline getirecektir.”
“İstiklal Marşı”nı Türk milletine armağan ettiği için “Safahat” isimli eserine koymadı
Fatih’te 20 Aralık 1873’te dünyaya gelen Ersoy, şiirlerini 7 kitaptan oluşan “Safahat” adlı eserinde topladı. Yoğun ısrarlar sonucu Kur’an-ı Kerim’i Türkçe’ye tercüme etmeyi kabul eden Ersoy, 6-7 sene üzerinde çalışmasına rağmen sonuçtan memnun kalmayarak imzaladığı anlaşmayı feshetti.
Ersoy, “İstiklal Marşı”nı, Türk milletine armağan ettiği için “Safahat” isimli eserine almadı.
Vefatının ardından “Safahat” eserini Ömer Ziya Doğrul ve M. Ertuğrul Düzdağ yeniden bastı.
“Kur’an’dan Ayet ve Hadisler” ile “Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri” adlı çalışmaları da vefatından sonra okuyucuyla buluştu.
Birinci Meclis’te milletvekili seçildi
Burdur Mebusu olarak Birinci Büyük Millet Meclisi’ne seçilen Ersoy, 1921’de Ankara Taceddin Dergahı’na yerleşti.
İstiklal Marşı yarışmasına 500 lira ödül verileceği için katılmayan şair, Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey’in ricası ve arkadaşı Hasan Basri Bey’in teşvikiyle kalemi eline aldı ve yazmaya başladı.
Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı, 17 Şubat günü Sırat-ı Müstakim ve Hakimiyet-i Milliye’de yayımlandı.
Hamdullah Suphi Bey’in Meclis’te okuduğu ayakta alkışlanan İstiklal Marşı, 12 Mart 1921’de “Milli Marş” olarak kabul edildi. Ersoy, ödül olarak verilen 500 lirayı hayır kurumuna bağışladı.
Kurtuluş Savaşı ve zafer sonrası uzunca bir süre Mısır’da yaşayan ve orada Türkçe dersleri veren Ersoy, 17 Haziran 1936’da tedavi için İstanbul’a döndü.
Mısır’dan hasta ve yorgun olarak dönen ve Abbas Halim Paşa’ya ait Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nın dördüncü katındaki dairede kalan Ersoy, 27 Aralık 1936’da hayata gözlerini yumdu.
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği kabri, Edirnekapı Şehitliği’nde bulunuyor.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında “2018 Yılı Vefa Ödülü”ne layık görülen Ersoy’un, 20 Aralık doğum günü, 27 Aralık vefat günü olmasından dolayı her iki günü de kapsayacak bir hafta boyunca vatan şairinin anılması hedeflenmişti.
Bu kapsamda, İçişleri, Milli Eğitim ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarının 2019’da müştereken çıkardığı yönetmelikle 20-27 Aralık, “Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası” ilan edildi.
Yorum ekle