Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Fuat Sezgin’in Almanya’dan getirilen kitapları ile bizzat kendisi tarafından seçilerek, çeşitli kitapçılar ve sahaflardan satın alınan toplam 27 bin 26 eser kütüphane raflarındaki yerini aldığını belirterek, “Bu kitaplardan yaklaşık 18 bini, Fuat Hocamızın Goethe Üniversitesi’ndeki kütüphanesinden getirilmiştir. Kendisine ait koleksiyonun yaklaşık üçte birlik bölümü, Almanya’dan getirilmiş olup, gelecek eserlerle birlikte, kütüphanemizde yaklaşık 60 bin ciltlik bir eser kapasitesine ulaşılacaktır.” dedi.
Gülhane Parkı içerisinde yer alan ve Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Prof. Dr. Fuat Sezgin ve Dr. Ursula Sezgin Bilimler Tarihi Kütüphanesi açıldı.
Bakan Ersoy, burada yaptığı konuşmada, Prof. Dr. Fuat Sezgin’i anlatmanın çok zor olduğunu belirterek, “Ömrünü adadığı bilimler tarihi alanı, onunki gibi bir başarı öyküsü çok az yazmıştır.” dedi.
Sezgin’in muhteşem bir eğitim hayatının ardından başladığı akademik çalışmalarına 1960 darbesinde son verildiğini anımsatan Ersoy, şunları kaydetti:
“Yanına bir bavul bir de memleket sevgisini aldı. Almanya’ya gitti, çalışmalarını sürdürdü. Benzersiz eserler kaleme aldı. 1982 yılında Frankfurt Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü’nü kurdu. 1983’te Müslümanların bilime ve dünyaya armağanı olan 800’den fazla objenin sergilendiği Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü Müzesi’ni kurdu. Zaman geçti, Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, Türkiye büyük bir değişim geçirirken, o da ilmini ve başarılarını ülkesine taşımakta bir an tereddüt etmedi.”
Sezgin’in 2008’de İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ni kurduğunu anımsatan Ersoy, “Hayatını vakfettiği ilim yolculuğunun muhteşem sonuçlarını ülkesine armağan etti. Öyle büyük bir armağan ki bilimsel hacmi değil bir binaya, ömre sığmaz. Fiziki olarak ise, hocamızın ve eşleri Ursula Sezgin hanımefendinin, Bakanlığımızla iş birliği içinde kurduğu ve açılışını yapacağımız bu kütüphaneyi var etmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Ersoy, Dr. Ursula Sezgin’in Fuat Sezgin’in ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade ederek, “Aslında bunu rahmetli hocamız kendisi çok güzel ifade etmişti. Şöyle diyordu: ‘Almanya’ya gidişimin dördüncü ayında eşimi tanıdım. O olmasaydı işim çok zor olurdu. Benim imanım vardı. Allah’a karşı mutlak inancım vardı. Bir de eşimin çok yüksek insani vasıfları ve benim hedefime ulaşmamdaki bana olan inancı ve beni desteklemesi. 1961 yılında oraya gittiğimin 4. ayında kitabımı yazmaya başladım. Kitabımı yazarken eşim yazdıklarımı alıyor, etüt ediyordu. Almancam pek iyi değildi, tashih ederek matbaaya gidecek hale sokuyordu. Eşim benim için çok mühimdi.’ “şeklinde konuştu.
“93 yıllık ilim yolculuğunun sayfaları Fuat Sezgin ise o sayfaları derleyip toplayan cilt Ursula Sezgin’dir.” diyen Ersoy, kütüphanede barındırılan eserlerin Prof. Dr. Fuat Sezgin’in, alanında tek ve ulaşılmazlığının en açık ifadesi olduğunu vurguladı.
Telif eserler içerisinde Prof. Dr. Fuat Sezgin’in İslam bilim tarihi sahasında, 65 yıllık çalışmasının ürünü olan, 17 ciltlik “Arap-İslam Bilim Tarihi”nin bulunduğunu belirten Ersoy, “Öyle bir eser ki, Fuat Bey 1967’de daha ilk cildini tamamladığında, ünlü şarkiyatçı Hellmut Ritter ‘böyle bir çalışmayı daha önce kimsenin yapamadığını ve bundan sonra da hiç kimsenin yapamayacağını’ ifade etmişti. Bununla birlikte hocamız tarafından kaleme alınmış, kurucusu olduğu İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ndeki aletleri anlatan, 5 ciltlik ‘İslam’da Bilim ve Teknik’ adlı katalog eserin, bir örneği daha yoktur. Bu eser, Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak 4 dilde yayınlanmıştır.” şeklinde konuştu.
Kütüphanede bulunan, İslam aleminde yazılmış tüm bilimsel eserlerin tıpkıbasımından oluşan, yaklaşık bin 300 cildin Fuat Sezgin’in çalışması ve alanında rakipsiz olduğunun altını çizen Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kendisinin ömrü boyunca topladığı ve her birinin üzerinde detaylı çalışmalar yaptığı, binlerce ciltlik bilimsel eserler, 1910 basımı meşhur ‘Der İslam’ dergisi gibi dünya üzerinde baskısı çok az yerde bulunan tam takım dergiler buradadır. Kütüphanemiz ayrıca, 79 adet yazma eser ve 23 adet nadir eser statüsünde basma eser barındırmaktadır. Sayın Hocamızın, Almanya’dan getirilen kitapları ile bizzat kendisi tarafından seçilerek, çeşitli kitapçılar ve sahaflardan satın alınan toplam 27 bin 26 eser kütüphane raflarındaki yerini almıştır. Bu kitaplardan yaklaşık 18 bini, Fuat Hocamızın Goethe Üniversitesi’ndeki kütüphanesinden getirilmiştir. Kendisine ait koleksiyonun yaklaşık üçte birlik bölümü, Almanya’dan getirilmiş olup, gelecek eserlerle birlikte, kütüphanemizde yaklaşık 60 bin ciltlik bir eser kapasitesine ulaşılacaktır.”
Ersoy, bilimler tarihi sahasında, dünyada tek olma özelliğine sahip kütüphanenin 10 bine yakın mikrofilm arşivine de sahip olacağını belirterek, şunları ekledi:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın, 2019’u Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı ilan etmesi vesilesiyle, bu büyük alimi ve mirasını anlatmak için birçok etkinlik yaptık, yapmayı sürdürüyoruz. Elbette ki onun izlerini bir yıl değil, nihayete kadar takip etmeyi de sürdüreceğiz. O, her zaman en önde yürümeye devam edecek. Ona yetişmeye çalışmak için gençlerimizin atacağı her adım, ülkemize ve İslam dünyasına sahibi olduğu ilim ve medeniyeti, geri getirecektir. Bugünkü bilgi ve teknoloji dünyasında yeniden öncü olmamız, çıtayı kendimizin belirlediği yeni hedeflere yürümemiz, en fazla 50-60 yılı alacaktır. Bu hocamızın ifadesidir. Onun ilmine ve fikrine itimadımız tamdır. Bu inançla Prof. Dr. Fuat Sezgin’in meşalesini taşımayı, nesilden nesle aktarmayı sürdüreceğiz. Hocamıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor ve kendisini minnetle anıyorum. Çok değerli hocamız Sayın Fuat Sezgin ve eşi hanımefendi Sayın Ursula Sezgin’in ismini taşıyan bu kütüphanenin, Türk ve İslam dünyasında, yeni bilim insanlarının yetişmesine vesile olmasını temenni ediyorum. Başta Sayın Fuat Sezgin olmak üzere burada bulunan eserlerin sahiplerinden feyz alarak, gençlerimizin büyük işler başarmak adına cesaretle adım atacaklarına yürekten inanıyorum.”
“Fuat Hoca öğrencilerle tanıştıktan sonra kütüphaneyi buraya getirmeye karar verdi”
Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı (İBTAV) Mütevelli Heyeti Üyesi Bilal Erdoğan, başlangıçta kütüphanenin hayata geçeceğinden emin olamadıklarını ifade ederek, “Ben vakfa, müze hayata geçtikten sonra katıldım ve hocamızın kütüphaneyi İstanbul’a getiririm gibi bir sözü kesinlikle yoktu.” dedi.
Fuat Sezgin’in çalışamalar devam ederken bazı çıtalar koyduğunu anlatan Erdoğan, ” ‘Vakfın imkanları şu kadar olursa, enstitüde bu kadar öğrenci olursa şunları şunları hallederseniz belki kitapları getirmeyi düşünebilirim’ derdi. Fuat hoca özellikle enstitüdeki öğrencilerle tanıştıktan sonra, onların çalışmalarını tezlerini gördükçe bu kütüphaneyi buraya getirmeye karar verdi.” dedi.
Frankfurt’ta Fuat Sezgin’i ziyaret edenlerin kitaplarını sarı ve beyaz etiketlerle işaretlediğini bileceğini ifade eden Erdoğan, Sezgin’in enstitü ve vakıftan bir kuruş dahi şahsi harcama yapılmaması konusunda çok hassas davrandığını, bu nedenle şahsi kitaplarıyla enstitü kitaplarını farklı etiketlerle işaretlediğini anlattı.
Ursula Sezgin’in de açılışa gelmek istediğini fakat gelemediğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
“Herkese Ursula hanımın ayrıca selamlarını iletmiş olalım. Hocamızın adını kitaplarıyla, ilmiyle yaşatıyoruz. Eserlerinin bu sene yeniden neşredilmesi, neşredilmemiş olan çeşitli dergilerde kitaplarda yer almış makaleler olsun çeşitli sohbetleri olsun bunlardan ayrıca yeni teliflerle bu sene vakıf olarak bazı eserleri de inşallah okuyucuların ilgisine sunmuş olacağız. Hocamızın tanınması, yaptığı çalışmaların daha iyi anlaşılması için. Neden bir insan 75 yıl günde 17 saatini bir ilmi iştigal alanına sarf eder? Hiçbir çıkarı olmaksızın 93-94 yaşına kadar kendi arabasını kendi kullanarak enstitüye gider gelir? Günde bir kap çorba içer ya da içmez. Bir insan bunu neden yapar? Özellikle gençler bunu anlasın istiyorum.”
Emeği geçen kişi ve kurumlara teşekkür eden Erdoğan, “Bu kütüphanemiz İstanbul’un göz bebeği kütüphanelerinden bir tanesi. Gerçekten İslam Bilim tarihine meraklı olan herkesin dünyada referans kütüphanesi burası. Onun için inşallah hakkıyla kullanılır. Daha çok araştırmacıyı buraya çeker.” diye konuştu.
“60 yılını, tüm birikimini, servetini kitapları tedarik etmek için harcadı”
İBTAV Başkanı Mecit Çetinkaya ise Fuat Sezgin’in Almanya’da geçirdiği 60 yılını, tüm birikimini, servetini ve çevresini sahip olduğu kitapları tedarik etmek için harcadığını belirterek, “Değerli hocamıza, bu çalışmalarında kendisine destek olan eşi Ursula hanıma ve küçük yaşlarda babasına bu kitapların düzenlenip ciltlenmesinde yardım eden kızı Hilal hanımı da bu güzel günde anmadan geçemeyiz.” ifadesini kullandı.
Çetinkaya, Gülhane’de bulunan İslam, Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nde Sezgin’in tamamen kendi imkanlarıyla tedarik ederek bağışladığı yaklaşık 600 eserin yer aldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Şu an açmakta olduğumuz kütüphanede hocamızın Almanya’da bulunan 50 bin adet kitabının sadece 17 bin adedi bulunmaktadır. Bu kütüphanede ve müzede bulunan bütün aletleri ve kitapları hocamız hiçbir menfaat düşünmeden, hiçbir maddi olanak istemeden ülkemize bağışlamıştır. Bundan dolayı da hocamızı tekrar takdirle anıyorum. Artık bize düşen, hocamızın bize gösterdiği bu yoldan giderek Müslümanların bilimde sahip olduğu değerlere yeniden gelmesidir.”
“Fuat Sezgin’i anlayabilmek bir belgeselle olacak iş değil”
TRT Genel Müdürü İbrahim Eren de kütüphanedeki eserlerin izleyicilerle buluşması için çok sayıda projeyi hayata geçirmek istediklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“Öncelikle Prof. Dr. Fuat Sezgin’in hayatını anlatan bir belgesel çalışmamız oldu, 30 Haziran günü vefat yıl dönümünde bu belgeseli yayınladık. Bu akşam da TRT kanallarında bu belgeseli izleyebileceksiniz. Ancak buradan sonraki süreç bizler için daha önemli, Fuat Sezgin’i anlayabilmek bir belgeselle olacak iş değil. Bilal Bey’in de ifade ettiği gibi 75 yıllık ömrünü günde 17 saat çalışarak geçirdi. Bizler Fuat hocayı bir nebze tanıtabilirsek, ne kadar mutlu oluruz.”
Payitaht “Abdülhamid” dizisinin yönetmeni Emre Konuk’un diziden ayrılarak ömrünün 3 senesini Fuat Sezgin ve eserlerini izleyicilere aktarmak için ayırdığını ifade eden Eren, “Bu alanda yapacağımız işler şunlar olacak; klasik dönem İslam düşünürlerini 8’inci 13’üncü yüzyıl arasındaki, Peygamber Efendimizin vefatından yüz yıl sonra başlayan bu İslam düşünce hayatındaki 500 yıllık dönemi ‘Klasik İslam Dönemini’ izleyicilere aktaracak projeler gerçekleştireceğiz. Bunların bir kısmı belgesel olacak, bir kısmı da dizi şeklinde karşımıza çıkacak.” dedi.
“Gülhane Parkı hiç bu kadar sevinmemiştir”
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ise müze ve kütüphanenin Gülhane Parkı’na çok yakıştığını ifade etti.
Fuat Sezgin’in hayatıyla, İslam’ın gerçek anlamda ilimle beraber olduğunun ispatı olduğunu vurgulayan Yerlikaya, şunları söyledi:
“Her fırsatta terakkinin, gelişmenin, ilimde hep ileriye gitmenin İslam’la olabileceğini, Müslümanın yitik malı olduğunu ifade etmiştir. ‘Geri kalmışlığın sebebi inancımız değildir’ düsturuyla hareket etmiştir. Bir asır yaşamıştır ama bıraktığı sadakayı cariye olan eserleri müzede, kütüphanede ve ardından kıyamete kadar gelecek her nesil ibretle, şükranla ve minnetle takip edecektir, izleyecektir. Gülhane Parkı belki hiç bu kadar sevinmemiştir, kendi içinden çıkan bir asırlık ömrün eserlerini kucaklamıştır. Sayın Fuat Sezgin ve onun kıymetli refikasını her fırsatta burada gururla, iftiharla izleyeceğiz. Eserlerinden istifade edeceğiz. Nefsimize her fırsatta onu örnek olarak gösterecek ve onlar gibi ilim insanlarının hep aramızdan çıkması için hayır dua edeceğiz.”
Konuşmaların ardından Bakan Ersoy ve Bilal Erdoğan’a hediye takdim edildi. Prof. Dr. Fuat Sezgin ve Dr. Ursula Sezgin Bilimler Tarihi Kütüphanesi, kesilen kurdelenin ardından açıldı.
İBTAV yetkililerinin yanı sıra çok sayıda akademisyen, ilim adamı, siyasetçi ve bürokratın da katılığı açılışın ardından kütüphaneyi gezen katılımcılar, çalışmalara ve eserlere ilişkin bilgi aldı.
Yorum ekle