Röportaj

“15 Temmuz’da bedenimizi siper ettik”

Tarihin gördüğü en şanlı direniş ve dirilişlerden biri olan 15 Temmuz’un üzerinden 4 sene geçti. Davalar bir bir sonuçlanıyor. Şehit yakınları ve gazilere kulak kesildiğimizde serzeniş ve gurur dikkat çekiyor.
Biz de Mücerret olarak gazilerle görüştük.
Eski ismi Boğaziçi olan 15 Temmuz Köprüsü’nde darbecilere göğsünü siper eden ve gazilik makamına ulaşanlardan biri olan Yusuf Çiftçi ile Kısıklı’daki nöbet çadırında görüştük.

 

BİZ YÜRÜKEN ATEŞ ETMEYE BAŞLADILAR

15 Temmuz gecesi neredeydiniz, neler yaşadınız, kısaca anlatır mısınız?

Ailemle beraber şehir dışından yeni gelmiştik. Grup mesajlarından olağanüstü bir durum olduğunu öğrendim. MİT’in ateş altında olduğunu ve köprünün kapatıldığını öğrendiğimde köprüye gitmek üzere evden çıktım. Komşularım ve arkadaşlarımla 5 kişi olduk. Araçla önce Kısıklı’ya gittik, sonra Beylerbeyi’ne gidip oradaki vatandaşlarla birleşip köprüye doğru yürümeye başladık.

Biz yürürken köprüdekiler havaya ateş etmeye başladı. Gişelere kadar vardıktan sonra etrafımdaki insanların yere düştüğünü gördüm. Şaşırmıştım çünkü halkına ateş edecek bir ordu yoktur.

Sonra yaralılara yardım etmeye başladım. Bir süre sonra mavi askeri bir otobüs etrafındaki araçlara çarparak geldi ve bir çekiciye çarparak durdu. İçi tam teçhizatlı silahlanmış askeri öğrencilerle doluydu. Onların da karşıya geçip halkı katledenlere katılmamaları için anlatıp ikna etmeye çalıştık. Ama onlar bizi dinlemedi, havaya ateş ettiler ve sonra üzerimize silah doğrultup bizleri iterek karşı tarafa gittiler.

Onlar da diğer hainlere katıldıktan sonra ateş yoğunluğu arttı ve daha fazla insan vurulmaya başladı. Ben de onlar geldikten sonra bir yaralıya yardım ederken vuruldum.


BEDENİMİZİ SİPER ETTİK

Gazilik, bir kurumun/şahsın vereceği paye değil elbette. Hangi ruh hali sizi gaziliğe itti?

Ben 6 yaşımdan sonra yetim büyüdüm. Babasız büyüdük ama Irak ve Suriye örnekleri canlı olarak önümüzdeyken vatansız büyüyemeyeceğimiz gerçeği de ortada. Atalarımızdan aldığımız şanlı mirası ve gelecek nesillerimizin istikbalini korumak  boynumuzun borcu. Milli şairimizin İstiklal Marşımızda dediği gibi bedenimizi siper ettik.

Şehitler için ne söylersiniz? 

Yanlarında olamadığım için üzgünüm. İnşaallah bir gün ben de o mertebeye ulaşırım.

16 TEMMUZ SABAHI BURUK BİR SEVİNÇ YAŞADIK

15 temmuz gecesi mühim elbet fekat 16 Temmuz sabahını anlatmanızı isteyeceğim. Bir gazi için 16 Temmuz sabahı ne ifade ediyor?

16 Temmuz sabahı hastanede televizyondan olayları takip ediyordum. Ailem durumumu yeni öğrenmeye başlamıştı. Hanımım vurulduğumu bilmiyordu.

O gün aileme alıştırarak durumu anlatmaya çalıştım. Çok zor bir psikoloji. Hem içinde bulunduğunuz yaranızın belirsizliği, hem ülkenin durmundaki belirsizlik, hem de ailenizi üzmemeye çalışmak… Tabi bir de sevinç var, hainleri püskürtmenin buruk sevinci.


HALKA AĞIR SİLAHLA ATEŞ EDEN BERAAT ETTİ

15 Temmuz davalarını yakından takip ediyorsunuz. Son olarak Köprü Davası’nda karar çıktı. Nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Bir trafik kazasına karışıp istemeden birilerinin ölümüne sebep olanlar bile ceza alırken köprüde darbeye bilerek katılıp halka ağır askeri silahlarla ateş edenlerin beraat etmesi adalet değil.


TOPLUMSAL TRAVMA YÖNETİLEMEDİ

Toplumdaki ruh halini nasıl görüyorsunuz? 15 Temmuz ne ifade ediyor ve gittikçe değişen bir ruh hali var mı? 

15 Temmuz sonrası toplumda büyük bir sahiplenme oldu. Nöbetler çoşkuluydu. Zamanla tabi bu coşku azaldı. Süreç hükümet tarafından iyi yönetilemedi. O gece katliam bölgelerinde olanlara yeterli psikolojik destek sağlanmadı. Toplumsal travma rehabilete edilemedi. Sanki sıradan bir durum gibi kaldı.

Mesela tank atışları ile yıkılan Ankara Emniyet Müdürlüğü canlı müze yapılmalıydı ama yıkıldı. Köprüdeki o geceye dair her şey kaldırıldı. Sanki bir el o geceyi unutturmak istercesine delilleri ortadan kaldırdı. Bu da o mücadeleyi yerinde görmeyenlerin vehameti anlamasını engelledi.

 

15 Temmuz’u 1 cümle ile anlatmanızı istesek?

Katliam ve buruk bir zafer elhamdülillah.