10 Ocak günü Türk Silahlı Kuvvetleri, Gara Dağı’na dönük bir operasyon başlattı.
Operasyonlar esnasında alışılagelmişin dışında genelde PKK karşıtı harekatlara tepki vermesi ve kınaması ile bilinen ABD, Fransa, Almanya vs. bu sefer Ankara’ya yönelik tepki vermedi.
Irak gibi Ortadoğu’nun merkez çatışma/didişme noktası olarak kabul edilebilecek bir ülkede hem de KBY gibi artık İran’ın da nüfuz alanı içine almak istediği bir yerde yukarıdaki ülkelerin sessiz rızası ile PKK’yı askeri ve siyasi olarak tasfiye döneminin başlatıldığını anlayabiliriz.
NATO’nun Irak’taki askeri gücünü İngiltere, Türkiye’nin ağırlıklı desteğiyle 500’den 4000’in üzerine çıkarması demek Türkiye’nin var olan askeri gücünün yanı sıra bir de NATO görev gücü sebebiyle ülkede daha fazla asker konuşlandırması anlamına gelecek.
NATO toplantısında terör meselesinin birinci gündem maddesi olması bu NATO görev gücünün muharip olacağını, İranlı milisler, IŞİD’in hedefte olacağını ve Ankara’nın baskısıyla Irak’taki kapsama alanına PKK’yı dahil edeceği ihtimalini göz önünde bulundurmakta fayda var.
Türkiye’nin harekatlar düzenlediği Gara ya da Gare Dağı Amerika’nın Harir’deki stratejik önemdeki askeri hava üssüne kuş uçuşu sadece 15 km uzak.
ABD’nin ağırlığını buraya yönelttiği bu El-Harir Askeri Üssünün önünden geçen yol Suriye’ye açılan Semalka kapısına uzanıyor. Yani Gara Dağı civarından Harir’deki askeri üsse doğru saldırı olasılığı da çok yüksek. Son dönemde, özellikle PKK’nın başta Sincar olmak üzere Türkiye ile karşı karşıya gelebilmeleri ve kendilerine yönelik operasyonları engelleyebilmek için İran destekli Şii milis grupları ile görüşmeler yapması sonrası, ABD bölgeye Peşmerge’nin konuşlanmasını istedi. Bu yüzden yaklaşık 2-3 aydır Gare Dağı’na giden yollar Peşmerge tarafından kapatılmış durumda.
Keza ABD’nin de artık bölgede PKK varlığını istemediği biliniyor.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin Gara’daki operasyona yönelik “Müttefikimiz Türkiye’nin yanındayız” açıklaması da unutulmamalı.
Uluslararası anlaşmalar ve 1926 Ankara ve 1983 yılında Irak ile imzalanan “Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşması” temelinde yapılan bu operasyonlara karşı PKK’nın her defasında meseleyi KDP –Türkiye işbirliği ile yorumlaması ve propaganda yapması örgütün kendi ideolojisinden olmayan Kürtlere de ne kadar gaddar olabildiğinin de bir ispatı olarak ortaya çıkıyor. (Tarihte AGİRE SOR örneği vardır, bunu da yazıya dökerim.)
Zira son beş yıldır operasyonlarda ağır yaralanan PKK’lıların araçlarla Gara’ya ya da çok daha fazla müdahale gerekiyorsa KBY denetimindeki hastanelere getirildiği, hastanelerde tedavi edildiği biliniyor. Eğer Peşmerge gerçekten ağırlığını koysa sadece İran sınırına sıkışmış Urumiye Gölü’ndeki bir PKK’dan bahsediyor olabilirdik.
Gara Dağı ve bölgesi bu operasyonla gündeme gelse de yıllardır örgütün önemli eleman toplanma merkezi işlevi gören bir alan. Örneğin çözüm sürecinde Türkiye’den çıkan örgüt üyeleri burada yani Gara’da toplanmıştı. Daha sonrada Kandil’e gitmişlerdi.
Örneğin örgütün Suriye’deki siyasi yapılanması PYD’nin bir dönem yöneticiliğini yapan Salih Müslim, Suriye’den rejim baskısı nedeniyle Irak’a kaçmış ve Gare’de bir PKK kampında kalmıştı. Daha sonra Salih Müslim, Mart 2011 ayında Suriye’ye dönmüştü.
Salih Müslim 2011 yılında verdiği mülakatta, Ayn el-Arab (Kobani) ve El-Malikiye (Derik)’de bulunan YPG/PYD üyelerinin, Suriye’de Esad rejimi tarafından eğitilmesi ile ilgili soruya PYD’lilerin PKK’ya ait Gare kampında eğitildikleri, kendisinin de bir dönem Gare’de bulunduğu ve PYD’lilerin halen burada eğitim gördüğü yanıtını vererek PKK’ların YPG/PYD içerisinde faaliyet gösterdiğini beyan etmişti.
Gara, Kandil’in anahtarı mı?
Gara, “Kandil’e açılan kapı” ifadesini doğru bulmuyorum açıkçası.
Kandil’in kapısını aralayan operasyon Hakurk ve çevresindeki Pençe 1-2 operasyonları.
Gara eksenli gerçekleştirilen Pençe Kartal-2 Operasyonu, sınır güvenliğini sağlamak amacıyla sınır ötesindeki terör gruplarını etkisiz kılmak ve sınır hattında oluşabilecek tehdit arz eden eylemleri sonlandırmak için yapıldı.
Sonrasında Gara Dağları eteklerinde özellikle Siyane bölgesinde bulunan PKK’ya ait çok sayıda mağara, sığınak ve mevzi imha edildi.
TSK’nın, Gara Dağları üzerinde başarılı bir operasyon gerçekleştirip, bölgede hakimiyet sağlamasıyla PKK’nın kuzeye geçiş (Zap, Avaşin/Basyan ve Mergazor) hatları kapatıldı.
Gara Dağı’nın tepelerinde 3 ila 5 kişiden oluşan PKK’lı örgüt üyeleri kampların çevresinde ağır silahlarla donatılmış mevzilerde tutunmaya çalışıyor.
PKK’nın Gara Dağı Kampı, Metina, Zap ve Avaşin gibi diğer örgüt kamplarını besleyen lojistik merkeziydi.
Genelde örgütün Irak’tan ya da Suriye’den getirttiği erzak ve silahlar, alet edevat Gara’da toplanıyor ve daha sonra katır ve eşeklere yüklenerek arazinin dağlık ve engebeli olduğu Türkiye sınırındaki kamplara gönderiliyor. Kamplarda da Türkiye’ye yönelik saldırılar hazırlanıp planlanıyordu.
Gene Türkiye içinde HDP il ve ilçe teşkilatlarında örgütlenen, zorla alıkonulan kişilerin ilk sevk edildiği yer de Gara idi.
2000’li yılların başından itibaren silahlı eylemlerini siyasal alana taşıyan örgüt, özellikle ideolojik eğitime ağırlık vermeye başlamıştı.
Bu amaçla örgüt, Irak’ın kuzeyinde bulunan kamplarında birçok militanına yönelik örgütün felsefesi ve ideolojisine ağırlık veren eğitimler düzenledi.
Bu bölgedeki Türkiye Çalışma Grubu (TÇG) genelde lise ve üniversite öğrencilerine örgütün felsefesi ve ideolojisine yönelik 6 aylık eğitimler verdi.
Yukarıda belirtilen eğitimlere, özellikle şehir yaşamını bilen ve kendisini şehirde saklayabilecek kişiler seçilmekteydi. Eğitim sonrası kişiler şehirdeki örgütlenmelerin içine giriyordu.
Örneğin, HADEP (Halkın Demokrasi Partisi), TUAD (Tutuklu Aileleri Dayanışma Derneği) ve GKM (Gençlik Kültür Merkezi) gibi örgütlerin faaliyetlerine katılmakta, bu yapıların içindeki insanları örgütlemekte ve aldıkları örgütsel eğitimi bahsedilen örgütlerdeki kişilere anlatmaktaydılar.
Fakat Dole Koge bölgesinde eğitim alan örgüt üyeleri bahsedilen yerlerde yöneticilik görevi almamaktaydı. O zaman diliminde kırsala giden ve örgüt üyeliğinden hükümlü olan kişiler ağır cezalar almaktaydı.
Kişilerin tespit edilmesi ve ceza adalet sistemince etkisiz hale getirilmesi sonucunda TÇG’nin uyguladığı bu mekanizma kısa bir süre içinde çalışamaz duruma geldi. Bunun üzerine, bu eğitimi yasal bir görünümde vermek ve katılımcılarını ceza adalet sisteminden korumak için diğer siyasal partilerdeki siyaset akademilerinin bir benzerini kurma fikri olgunlaştırıldı.
Dole Koge kamplarında verilmiş olan eğitim ve eğitim sonrasındaki süreç günümüzde benzer şekilde siyaset akademileri, feminist, çevreci örgütler, dernekler aracılığıyla yürütülmekte.
Geçtiğimiz yıllarda buradan alınan kişiler toplanarak Irak sahasında Gare’ye sevk ediliyordu. Burada “Şervan”(Kürtçe dövüşçü, savaşçı) kategorisinde silahlı ve ideolojik eğitimlerden geçiriliyorlardı.
En önemli eğitim merkezlerinden olan Gara’da örgütün silahlı kadın yapılanması YJA-STAR karargahı da bulunuyor. Silahlı kadın yapılanmasının erkek militanlardan ayrı eğitim alanları, ayrı askeri yapılanmaları mevcuttu.
Gara doğal mağaraları dışında örgüt tarafından kazılarak oluşturulmuş mağaralara ve yerin altına doğru mağara-apartmanlara sahip.
Bölgede diğer kamplara da destek sağlayan dikim evi(terzihane), Avrupa’daki örgüt üyelerinin(Almanya) maddi destekleri ile yapılan bir hastane, muharebe merkezi, askeri komuta karargahı, teorik eğitim için mağara-derslikler, depolar bulunuyor. Gara’da en az örgütün alıkoyduğu kişiler içinde “suçlarına” göre en az iki gözetim mağarası/cezaevi oluşturduğu değerlendiriliyor.
Bölgede gene Siyan, Bargara, Priz bölgesinde drone, İHA’lardan korunma yöntemleri, bombalı İHA, bombalı maket uçak yapımı öğretiliyor ve son dönemde dikkat çeken paramotor uçak dersleri veriliyor.
Gara Dağı bölgede örgütün lider kadrosundan Murat Karayılan’ın bulunduğu, kaldığı bir karargahı da barındırıyor. Murat Karayılan’ın birçok röportajını örgüt medyasına buradan verdiği de edindiğim bilgiler arasında.
Aynı zaman Gara Dağı örgütün üst düzey kadrosunun da belirli zaman toplantı için buluştuğu merkezlerden birisiydi. Örneğin Türkiye’nin düzenlediği harekat esnasında birçok örgüt liderinin merkez komitesini belirlemek için dağlardan Gara kampına gitmek için yollara düştüğü de edindiğim bilgiler arasında.
Gene Irak’ta örgüt bu aylarda Murat Karayılan’ın başkanlık edeceği merkez komite toplantısını yapıyordu. Karların erimesiyle örgüt yeni yapılanması ilgili kamplara sorumluluklar dağıtılarak döneceklerdi. Türkiye’nin bu Gara harekatıyla örgüt öldürülen çok sayıdaki üyelerine ek olarak şimdi dağlardaki tüm komuta kademesiyle TSK’nın hedef menzili içinde. PKK tarihinde ilk defa örgüt komutasını oluşturamaz hale geldi.
Önümüzdeki süreçte başta Sincar olmak üzere HPG/PKK/YBŞ’nin kıyafetlerini çıkartıp Haşdi Şabi, Kataib Hizbullah gibi İran destekli örgütlerin giysilerini giyerek TSK’dan korunmayı amaçladığını da anlayabiliyorum.
Yorum ekle