Yazarlar

Elini taşın altına koyanlarda bugün: MSM

Dünyanın en uzun yolu nefes alıp vermek sanırım. Her soluk ayrı bir ömür… Her ömür insanlığı büyütüyor.  Ve insanlık, insanın soluk alabilmesinin ruhu esasında… Bütün bu karmaşa ve hız sarhoşluğu içinde insanın nefes alabilmesinin yolu sanattan geçiyor. Bütün postlarını, modernlerini, çağlarını, yakınlıklarını ve yeniliklerini kavramsal olarak dilde tutarak belirtmek gerek ki, soluk alabilmemizin, yani yolu […]

Dünyanın en uzun yolu nefes alıp vermek sanırım.

Her soluk ayrı bir ömür… Her ömür insanlığı büyütüyor.  Ve insanlık, insanın soluk alabilmesinin ruhu esasında…

Bütün bu karmaşa ve hız sarhoşluğu içinde insanın nefes alabilmesinin yolu sanattan geçiyor. Bütün postlarını, modernlerini, çağlarını, yakınlıklarını ve yeniliklerini kavramsal olarak dilde tutarak belirtmek gerek ki, soluk alabilmemizin, yani yolu tamamlayabilmemizin yolu sanattan geçiyor.

Ve elbette madalyonun bir de diğer yönü var.

Sanat kolları artık birer kitle iletişim aracı haline geldi. Mesafelerin kalktığı, coğrafyaların insanlardan daha çok birbirine yaklaştığı iletişim çağında, sanat kolları ile medya organları kol kola girdi.

Hal böyleyken, zamanın ruhuna dair bu nüansı doğru okuyup yol almanın gerekliliği kocaman bir taş olarak yolumuzda duruyor. Ve bu taşın altına elini koyanlar, yarının dünyasında söz sahibi olacak.

Politika üreticiler ve sivil toplum, yol üstündeki taşları kaldırmak için ivedi hareket etmek zorunda. Çabaların, zamanı tükettiğimiz hızda dönüş vermeyeceğinin bilincinde olarak uzun vadeli planlar dahilinde adımlar atılmalı.

İşte bu minvalde bazı çabalara şahit oluyoruz.

Sanat ve medya dünyasından tecrübeli isimlerin bir araya gelerek hayata geçirdiği bir sivil toplum hareketi olarak Medya Sanat Merkezi son günlerde dikkat çekiyor.

‘Uygulamalı eğitimler’ serisine başlandı. Şu an başvurular alınıyor. 4 Nisan’a kadar başvurmak mümkün. Ayrıntılara www.medyasanat.org adresinden ulaşmak mümkün.

Eğitimler üç başlıkta başlatılıyor. Belgesel Okulu, Dijital Medya Okulu ve Senaryo Okulu…

Her başlık birbirinden mühim…

MSM Senaryo Okulu…

Senaryo, sinema ve dizi sektöründeki en ciddi eksikliklerimiz arasında. Özellikle bu toprağın insanı olarak –Süleyman Seyfi Öğün’ün ifadesiyle- içeride yerli, dışarıda milli duruş sergileyecek dimağların senaryo kaleme alması hayati derecede önem arz ediyor.

MSM Senaryo Okulu da bu bakış açısıyla yola çıkarak yetenekli gençleri piyasaya kazandırma ve yarının senaryo dünyasına ışık tutabilme hedefinde… Okulun koordinatörlüğünü senarist Oktay Berber yürütüyor. Şu an TRT’nin en çok izlenen yapımlarından olan Kalk Gidelim dizisinin senaristleri arasında. Yakın geçmişte yine TRT’nin başarılı yapımlarının da senaryosunda imzası vardı. Sevda Kuşun Kanadında ve Osmanlı Tokadı bunlardan bazıları…

MSM Senaryo Okulu, “Hikâyen seni arıyor” mottosuyla yola çıkıyor.

Bir senaristin, her satırda yarının dünyasına, dünyamıza dair bir manzarayı kaleme aldığını düşünecek olursak, bu maksat ve istikamet heyecan uyandırıyor.

 

Gelelim MSM Belgesel Okulu’na…

Ahmet Seven ve Aslıhan Eker’in koordinasyonunda yola çıkıyor okul. El Cezire ve TRT’de başarılı çalışmalara imza atan iki ismin koordinasyonunda, ülkemizde çok da önem verilmeyen belgesel alanına yeni yetenekler kazandırılması hedefleniyor. Soyadı ile müsemma Ahmet ile sevilecek, yine soyadı ile müsemma Aslıhan ile zihinlere ve gönüllere izan ekilecek bir okul olacağından şüphem yok.

“Her insan belgeseldir” deniyor, okulun tanıtımında. Tam da kitabın ortasından bir söz…

Soluk almak demiştik ya, insan demiştik ve insanlık tarihinin soluğu demiştik… Belgesel, insanın insana şehadetinin modern zaman formudur.

Ve belgesel, tarihin her daim yeniden yazıldığının ve aynı şekilde tekerrür ettiğinin de tanıklığıdır.

İnsana, insanlığa ve zamana şahitlik etmemizi sağlayacak her çalışmanın ne denli kıymetli olduğunu düşününce, MSM Belgesel Okulu da ayrı bir heyecan uyandırıyor.

 

Ve MSM Dijital Medya Okulu…

Herkesin son birkaç yılda uyandığı fekat Ersin Çelik gibi bazı isimlerin senelerdir çaba sarf ederek yol aldığı bir mecra ‘yeni medya’ alanları… Teknolojinin, insanın algısından daha hızlı geliştiği ve değiştiği, haliyle de insanı insanın farkındalığından daha hızlı dönüştürdüğü bir ortamda, bu manzarayı anlamlandırmak ve panzehir sunmak açısından çok önemli ve ivedi adımlara ihtiyacımız var. İşte bu okul tam da bu perspektiften bakarak şekillendirilmiş ve müfredatı ona göre ayarlanmış.

Çılgın bir ‘dijital medya yöneticisi’ olarak tanıdığım Ersin Çelik’in, geleceğin değil, bugünün de değil, esasında tam olarak insanlığın bütün zamanlarının yeni dillerinden birine dair bu okulla gençlere ciddi bir istikamet belirleyeceğine şüphem yok.

Okullarla ilgili önemli bir notu da ileteyim…

Koordinasyonunda çok önemli isimlerin yer aldığı MSM uygulamalı eğitimlerinde birbirinden tecrübeli kişiler de yer alacak. Medya ve sanat alanında ülkemizde kıymetli çalışmalara imza atan ve yol gösterici niteliği olan yer ve yabancı onlarca kişi Medya Sanat Merkezi eğitimlerinde tecrübelerini paylaşacak.

Dünyanın en uzun yolu nefes alıp vermek demiştim ya…

Bizi bizden hızlı dönüştüren zamanın dinamiklerine hazırlıklı olmak ve zamanın farkında olarak insanlık tarihinin umudunda yer almak için bu tarz çabalar son derece mühim.

Ya şimdi tek bir soluğu hep beraber alırız, ya da solunum cihazıyla yaşıyormuş taklidi yaparak her geçen gün kendimizden biraz daha uzaklaşırız…