Senegal nehri üzerinde 1847’de inşa edilen ve kentin simgelerinden biri olarak görülen tarihi caminin minaresindeki çan, dönemin Fransız sömürge valisinin emriyle minareye takılıyor.
Camiye yakın bir yerde yaşayan ve ezan sesinden rahatsız olan sömürge valisinin isteği üzerine 1850’lerden itibaren adada namaz vakitleri çan sesiyle haber veriliyor.
Sömürge yönetimi, caminin inşasında kendi eğittiği ustaları çalıştırarak İslam mimarisinden uzak bir caminin kentte yükselmesini sağlıyor.
Kare şeklindeki minareleri, pencereleri ve ön verandasındaki kemerleriyle ilk bakışta bir kilise izlenimi veren cami, Fransız sömürgecilerin Müslüman bölge halkı üzerinde etkisi bulunan kanaat önderleriyle iyi geçinmesi için yaptırılıyor.
Ada halkı İslami geleneğe aykırı bu uygulamayı kabul etmese de, Senegal’in 1960 yılında Fransa’dan bağımsızlığını kazanmasına kadar Ulu Caminin minarelerinden ezan sesi yerine çan sesi duyuluyor.
Ulu Caminin sol minaresine takılan çan, bugün kullanılmasa da hala orada asılı duruyor.
“Minaredeki çan, yapılan zulmü gözler önüne seriyor”
St. Louis kentindeki önemli kanaat önderlerinden Zeynel Abidin Diop, AA muhabirine yaptığı açıklamada, caminin kilise şeklinde yapılması ve ezan yerine çan konulması Fransız sömürge yönetiminin geçmişinin ne kadar karanlık olduğunu gösterdiğini söyledi.
Fransızların ülkeyi sömürmekle kalmadığını aynı zamanda insanların ibadetlerine de müdahale ettiğine dikkati çeken Diop, “Şehirdeki Müslümanları, İslamiyetten uzaklaştırmak için misyonerlik politikaları izlenmiş.” dedi.
Diop, ezanın, Müslanlar için çok önemli olduğunu belirterek, “Ezan susturularak insanlar namazdan uzaklaştırılmak istenmiş ama elhamdülillah başarılı olunmamıştır. Bugün minarelerimizde artık çan sesi yerine ezan yükseliyor.” diye konuştu.
Kent UNESCO korumasında
Adını Fransa kralı 4. Louis’den alan kent, Senegal’de Fransızların izini en fazla taşıyan şehir olarak öne çıkıyor.
Sömürge döneminde 3 yüzyıl başkentlik yapan kentin ada üzerindeki eski yerleşim yerinin tamamı 2000 yılından bu yana UNESCO koruması altında.
Her yıl yüzbinlerce turisti ağırlayan kentte en dikkat çeken yapılardan biri ise adayı ana karaya bağlayan Faidherbe Köprüsü. 1865 yılında dubalı olarak inşa edilen bu yapı, 32 yıl sonra yerini metal köprüye bırakıyor.
Üzerinde yaya yolu da bulunan 507 metre uzunluğundaki tarihi köprünün 2 ayağı 45 derece dönerek küçük gemi ve teknelerin geçişine imkan sağlıyor.
Eski yerleşim yeri binalar, kafeler, ferforje balkonlarıyla Fransız kenti izlenimi veren St. Louis’in geri kalan kısmında ciddi bir yoksulluk hakim.
Halkın çoğunun geçim kaynağının balıkçılık olduğu Saint Louis şehrinde, Senegal Nehri’nin kıyılarını dolduran renkli teknelerin çokluğu dikkati çekiyor.
Yorum ekle