Yazarlar

CHP Türk siyasetine leke sürüyor

Cumhuriyet Halk Partisi’nin önceki gün İyi Parti’ye 15 vekillik “desteği” Türk siyasetinde adeta sıfırla çarpma etkisi yaptı. 24 Haziran seçimlerine dair YSK kararlarını beklemeyen Cumhuriyet Halk Partisi’nin, 15 vekilini İyi Parti’ye “aktardığını” açıklaması ile kamuoyunun gündemine ilk olarak “Güneş Motel” olayı geldi. “11’ler olayı” olarak bilinen bu durum 1977 Türkiye genel seçimlerinde Adalet Partisi’nden milletvekili […]

Cumhuriyet Halk Partisi’nin önceki gün İyi Parti’ye 15 vekillik “desteği” Türk siyasetinde adeta sıfırla çarpma etkisi yaptı. 24 Haziran seçimlerine dair YSK kararlarını beklemeyen Cumhuriyet Halk Partisi’nin, 15 vekilini İyi Parti’ye “aktardığını” açıklaması ile kamuoyunun gündemine ilk olarak “Güneş Motel” olayı geldi. “11’ler olayı” olarak bilinen bu durum 1977 Türkiye genel seçimlerinde Adalet Partisi’nden milletvekili seçilen 11 vekilin partilerinden istifa ederek Cumhuriyet Halk Partisi’ne destek verdi. Hatta 11 vekil Bülent Ecevit’in kuracağı hükümete destek vermesi karşılığında 42. Türkiye Hükümeti’nde bakanlık görevi alacağı Florya’daki Güneş Motel’de pazarlık konusu olarak konuşuldu. Türk siyasi tarihi üzerinde iz bırakan bu olayın üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen ne yazık ki benzer durumlar yaşanmaya devam ediyor.

CHP’li vekillerin gergin ve hatta şaşkın yüz ifadeleriyle düzenledikleri basın toplantısı sonrasında, siyaset dünyasından çok farklı yorum ve tepkiler gelirken, biz de MÜCERRET olarak, “Erken Seçim” sürprizinin büyük sürprizini siyasilere ve iletişim bilimcilere sorduk.

Güneş Motel olayı 

5 Haziran 1977 yılında yapılan genel seçimden CHP galibiyetle çıkmıştı ancak, Meclis’te kazandığı 213 sandalye tek başına iktidar olmasına yetmiyordu. Bunun üzerine Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin katılımıyla II. Milliyetçi Cephe hükümetini kurdu.

Fakat yerel seçimleri CHP kazanınca dengeler değişmeye başladı. Bu fırsattan yararlanmak isteyen CHP, AP’den istifa edenlerle temas kurmaya başladı.

Ecevit ile 12 eski AP’li arasındaki görüşmelerin ilki 22 Aralık tarihinde Darıca’ya bağlı Bayramoğlu’nda bir otelde gerçekleştirildi.  Ancak görüşmelerin gizli tutulmasına rağmen basına sızması üzerine görüşmeler Florya’daki Güneş Moteller’de yapıldı.

Ecevit 11 bağımsız milletvekiline, kuracağı hükümete destek karşılığında bakanlık önerdi, 10’u kabul etti. CHP’nin gensorusu ile hükümet devrildi.

 

AK PARTİ MİLLETVEKİLİ VE YAZAR AYDIN ÜNAL: CHP VE İYİ PARTİ, FETÖ VE PKK’YI BÜYÜTEN GÜÇ TARAFINDAN BİR ARAYA GETİRİLDİ

 

GAZETECİ YAZAR ALİ SAYDAM: ZAYIF MUHALEFET SÖYLEMİ BİR KEZ DAHA DOĞRULANDI

 

AK PARTİ MİLLETVEKİLİ METİN KÜLÜNK: TÜRKİYE’YE SİYASİ 15 TEMMUZ DAYATILIYOR

 

ESKİ GENAR MÜDÜRÜ ARAŞTIRMACI YAZAR MUSTAFA ŞEN: BAZI PARTİLER PROJE PARTİSİ

 

Güneş Motel olayının Türk siyasetindeki karşılığı nedir?

Aydın Ünal: Güneş Motel olayı 1977 yılında gerçekleşti ve üzerinden 40 yıl geçti. Hala da unutulmadı. Türk siyasi tarihimizde kara bir leke olarak duruyor. O gün için basit bir iktidar hesabı olarak görülmüştü ama siyaset tarihine 40 yıldır unutulmayan kara bir leke olarak yazıldı. Dolayısıyla siyasetçiler, genel başkanlar çok büyük sorumluluk sahibidirler. Yaptıkları bir yanlış sadece o günde, haftada kalmaz ülkenin siyasi tarihine yazılır ve olumlu ya da olumsuz kişiler o isimle anılırlar. Güneş Motel’inde öyle bir etkisi oldu. Siyasette ilkesizliğin, sınırsızlığın, sorumsuzluğun ne çirkin bir tavır ve duruş olduğunu 40 yıldır bize hatırlatıyor.

Ali Saydam: İktidar için her şey mubahtır gibi tipik deli saçması bir örnektir. Oysa her şeyin olduğu siyasi iletişim ve siyasi mücadelenin de etik ve ahlaki boyutu vardır. Hem etik hem ahlaki kodları vardır. Bunların ilk defa para karşılığı ve siyasi ikbal karşılığında nasıl rencide edildiği ve yok edildiğinin bir simgesi olarak Güneş Motel hatırlanır. 11 vekile bakanlık verilerek Bülent Ecevit iktidarı hükümeti oluşturmuştur. Bu gayri İhtiyari etik dışı siyasi bir iktidar mücadelesinde her yolun mubah olduğu yaklaşımına örneği.

Metin Külünk: Güneş Motel, Türk siyasi tarihinin en ağır sendromlarında birisidir. Bunun sebebi Türk toplumunun asalet yüklü karakteriyle oynanması. Bir gecede pazarlıklarla siyasetin yönetilemez hale getirilmesinin önü açıldı. Beraberinde de değerler sitemimiz talan edildi. Güneş Motel vakası sadece milletvekillerinin parti değiştirmesi değil. Bir karakter erozyonudur. Sonrada fırıldak Kubilaylar döneminin önünün açılmasıdır. Yani siyaseti sadece gecelik üzerinden yapmayı totem haline getiren kişiliklerin milletvekili olabilmek uğruna, ya da parayı ele geçirmek uğruna ya da gücü ele geçirebilmek uğruna tüm değerlerinin idam sehpasına elleriyle çıkarmasının adıdır.

Mustafa Şen: Güneş Motel tamamen ahlak dışı bir olaydır. Siyasi ahlaka yapılan bir katliamdır.

 

CHP’nin son yapmış olduğu hareketi Güneş Motel üzerinden değerlendirirsek ne söylemek gerekir?

Aydın Ünal: Benim en çok dikkatimi çeken konu Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu olaydan hemen bir gün önce tarihimizde gururla andığımız Osmanlı devletine yönelik çok ağır ifadeler kullanması. Hemen bir gün sonra da güya milliyetçi olduğunu söyleyen, tarihe ve millete saygısı olduğunu bildiren bir partiyi kurtarmak için girişimde bulundu. Bunun bize gösterdiği şudur: Politikalar, partilerin tavırları, duruşları siyaseti kurgulamıyor. Ortaya çıkan manzara siyasetin kendi içinden çıkan bir manzara değil. Belli ki dışarıdan bir kurgu yapılıyor. Bu kurgu, solcu ve milliyetçi görünen partileri bir araya getirebiliyor. Aynı çatı altında toplayabiliyor. Bu üstteki kurguya çok dikkat etmek gerekiyor. Yoksa mesele iki partinin iş birliği ittifakı meselesi değil. Mesele birbirine benzemeyen iki partinin bir güç tarafından bir araya getirilmesi meselesidir. Türkiye’de 24 Haziran’a giderken belli ki bir oyun kurgulanıyor. Biz bu oyuna yabancı değiliz. FETÖ’yü kim büyütüp Türkiye’nin başına bela ettiyse, PKK’yı kim beslediyse bu oyunu da o kuruyor. CHP ile milliyetçi gibi görünen partiyi o güç bir araya getiriyor. Dolayısıyla böyle bir girişimden sonuç alınamayacağı çok belli. Tıpkı Güneş Motel olayı gibi yıllarca unutulmayacak siyaset tarihinin bir kara lekesi olarak asırlarca hatırlanacak çirkin bir vaka.

Ali Saydam: CHP’nin son yapmış olduğunun elle tutulur bir yanı yok. Ötekinde hiç olmazsa bu ahlaksızlık sonuçta bir işe yaramıştır. Hiç olmazsa iğrenç bir şekilde de olsa hükümetin kurulmasını sağlamıştır. Fakat burada CHP’nin yaptığı her yerden yanlış. Diyelim ki İyi Parti’nin seçimlere katılmamasına karar verildi Yüksek Seçim Kurulu tarafından. Bu İyi Parti’nin oylarını artıracak, siyasi hedeflerine ulaştıracak bir şey olurdu. Çünkü mağdur olacaktı ve başka bir partinin bünyesinde seçimlere katılabilecekti. Bu da mağduriyete uğradığı için ona çok da büyük fayda sağlardı. Eğer YSK seçilmesine karar verseydi Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaptığının bir anlamı olmayacaktı. Şimdi de öyle oldu. CHP’nin attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmedi. Biz buna siyasi miyopluk diyoruz. CHP ileriyi göremiyor. Burada zayıf muhalefet söyleminin bir kez daha ortaya konulmuştur. Burada CHP’ye de bir şey çıkmaz. İYİ Parti’ye de bir şey çıkmaz. Nitekim vatandaş dalga geçer oldu ‘15 vekilde şu partiye ver 15 vekil de bu partiye ver’ diye.

Metin Külünk: Bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaptığı iş Türk milletine hakaret etmektir. Cumhuriyet Halk Partisi şunu açığa çıkarmıştır: Cumhuriyet Halk Partisi ilkesizliğin, kişilik zafiyetinin ve de rüzgara göre yön belirlemesini vücut bulduğu bir hareket olarak kendini ifade etmiştir. Burada milletvekillerinin iradelerini kullanmaktan ne kadar aciz oldukları görüyoruz. Genel başkanlarının emriyle kişiliklerinin nasıl yok ettiklerinin belgesidir.

Mustafa Şen: CHP’nin bugün yaptığıyla geçmişte yaşanan Güneş Motel olayı birebir aynı. Birbirlerine çok benziyor. Orada devletin ilgili kurumları çalışıyor. Bir parti seçime girebilir mi giremez mi diye. Girebiliyorsa zaten girer. Seçime girebilmesi için yasayla tanımlanmış başka yollar da var. Buna rağmen YSK sonuçlarını da beklemeden önce böyle bir hareketin yapılması akıllarında başka planlar olduğunu gösteriyor. Ayrıca ülkede bazı partilerin proje partisi olduğunu gösteriyor.

 

Bu girişim 24 Haziran seçimlerini nasıl etkiler?

Aydın Ünal: Bu girişimin 24 Haziran seçimlerine bir etkisi olmaz. Burada amaç; milliyetçi gibi görünen partiyi seçimlere sokabilmek. Hatta o kadar komik ki o partinin seçimlere girdiğinde alacağı yüzde 2’lik 3’lük oy büyük oranda Cumhuriyet Halk Partisi’nden olacak. Cumhuriyet Halk Partisi, bu partiyi bir yerlere taşırken aslından kendi altını oyuyor. Kendi tabanına ihanet ediyor.  Dolayısıyla iki parti arasında olayların gidiş gelişi olacaktır. Bu da toplama yansımayacaktır. Burada sayılara bakmaktan ziyade bunları bir araya getiren güce bakmak lazım. Burada bir oyun, kurgu, tuzak var. Türkiye birçok oyunu bozdu. Bunu da kolaylıkla bozacaktır.

Ali Saydam: Kendimizi CHP’li seçmen yerine koyduğumuzda ne yapardık? Bu tarz katakullileri demokrasi adına yaptıklarını söylüyorlar. Demokrasi adına yapılıyor ise YSK ve Yargıtay’ın kararları arkasında yürütülmesi gerekiyor. Böylesine bir siyasal iş birliği neden yapıldı? İktidar olabilmek ve puanlarını arttırmak için. 15 vekili o taraf vermek CHP’nin oylarını artıracak mı? Hayır. İyi Parti’nin oylarını artıracak mı? Hayır. İyi Parti ne yaparsa yapsın belli bir oy alacak. CHP’nin oyları da belli yüzde 24-25 civarında. Bu tamamen ileriyi görememe, miyopluk. Başka bir şey değil.

Metin Külünk: Olmayan muhalefet panik atak sendromu yaşıyor. Ancak olmayan muhalefete dikkatten öte Türkiye’nin sınırlarının dışındaki güçler şu an ellerinde avuçlarında ne varsa sayın cumhurbaşkanımıza yönelik herkesi bir araya getirerek Erdoğan ’sız Türkiye hayallerinin peşinde operasyon üstüne operasyon çekiyorlar. 28 Şubat’ta tankların önünde Çevik Bir’e direnen motifiyle toplumun vicdanında karşılık buldurulmaya çalışılan bir profil ile 28 Şubat’ın siyasi ayağı olan Çevik Bir’e destek olan CHP bir arada. Kim, hangi güç bu ikisini bir araya getirdi? 15 Temmuz’daki siyasi kalkışmayı kim Türkiye’ye dayattıysa aynı güç şimdi bu iki parti üzerinden siyasi 15 Temmuz kalkışmasını hayata geçiriyorlar. Tutmayacak.

Mustafa Şen: Güneş otel olayında yaşanan bir başarının olacağına inanmıyorum. Seçimi kaybedecekler. Artık Türkiye’de seçmen projelere başından notunu veriyor. Hiçbir anlamı yok onların. Yenilgileriyle baş başa kalacaklar.

 

CHP seçmeni bu durum karşısında sizce nasıl bir tavır sergiler?

Aydın Ünal: Burada şöyle bir tespitim olacak: 16 Nisan’dan itibaren Türkiye’de aslında iki parti oluştu. Bunlardan bir tanesi Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğini yaptığı blok. Bir diğeri de Recep Tayyip Erdoğan karşıtlarının oluşturduğu blok. Böylesine siyasi bir ortamda insanlar partilerin ideolojilerine bakmıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden bir siyasi tercih belirleme yoluna gidiyorlar. Bu noktada CHP seçmeninin de diğer parti seçmenlerinin de bu oyuna dikkatlerinin çekilmesi gerekiyor. Yani sırf Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden ilerlediği zaman partiler seçmenleri o partilere oy vermeye devam edebiliyorlar. Ama bunun Türkiye ve milletimiz üzerine oynanan bir oyun olduğunu ve dışardan kurgulandığını bizim çok daha fazla anlatmamız gerekiyor. Seçim sürecinde de bunu da yapacağız.

Ali Saydam: Başkan kimseye danışmadan talimat veriyor ve 15 kişide ‘Peki’ deyip İyi Parti’ye geçiyorlar. Bundan hayırlı bir sonuç çıkma ihtimali sıfır. Puanları arttırması mümkün değil. CHP’li seçmen yine kendi partisine oy verir. Neden? Şöyle: benim gidip oy verdiğim partinin vekilleri benim hiçbir zaman oy vermeyeceğim partiye demokrasi adına geçiyor. O zaman kalan vekilleri de demokrasi adına diğer partilere dağıt. Bütün demokrasiyi sağla. İlkesiz birlik hiçbir zaman başarıya götürmez. İttifak ilkeler çerçevesinde olur. Bunlar sözüm ona ilkeli davrandıklarını söylüyorlar ama bu yaptıklarının ilkeyle hiçbir alakası yok.

Metin Külünk: CHP’nin yurtsever seçmenleri Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında olacaktır. Bağımsızlıkçı, vatan bayrak diyen, bölünmez toprak bütünlüğü diyen, yurtsever çizgideki tabanı Sayın Erdoğan’dan yana olacaktır. Bu geçiş yapan vekillerin sokakta karşılıkları olsaydı zaten onlar bu kadar kişiliksiz tavır içerisinde olamazlardı.

Mustafa Şen: CHP seçmeninin öncelikle verdiği oylarının hesabını sorması gerekiyor. Onlar İYİ Parti’ye oy veremdiler. CHP’ye oy verdiler. İYİ Parti milletvekili sahibi olsun diye değil CHP’nin milletvekili olsun diye oy verildi. Bu yüzden önce CHP’ye ardından da tek tek o milletvekillerine hesap sorulmalı. Sorup sormayacağını da ilerleyen günlerde hep beraber göreceğiz. Ya da seçimlerde bunun sonucu CHP’nin kısmi bir oy kaybı şeklinde sandıklara yansıyabilir.