Murat Zelan
Bogota/Kolombiya
Bir kâbusun var Amerika
Her sabah kan ter içinde uyandığın
Şarjördeki son kurşun gibi
Kendin için özenle sakladığın
Bir kâbusun var
Katlettiğin insanlar
Vietnamlı, Filistinli, Filipinli çocuklar
Yürüyen ölüler gibi
Üzerine yürüyorlar
Çıkmaz bir sokakta
Geceleri Rus ruleti oynuyorsun
İntiharın eşiğindesin
Biliyorsun.
Biliyor musun?
Aslında Amerika diyesim de yok sana
Dünyadaki herkesten bir şeyler çaldığın gibi
Onu da çaldın, adını da çaldın Latinlerden
Çalıntı bir kimlikle yaşıyorsun
Ve fakat şimdi
Latinler geri istiyor adını Amerika
Her gün konuşuyorum onlarla
Ya Basta! diyorlar, maldito sea,
Karamba karambita!
O değil, biziz gerçek Amerika
Adlarını geri alacaklar günün birinde
Onurlarını ve topraklarını,
Meleklerini, Los Angeles’ını
Sınırına örmeye çalıştığın duvarı
Başına çalacak Meksika
Bunu biliyorsun
Çünkü her gece kâbuslarında görüyorsun
Amerika
Sen en güzel rüyaların katilisin
Martin Luther King’in katilisin
Hani şu bir rüyam var diyen kara rahip
Ve Malcolm X’in
Siyahların rüyasını istemedin
Siyahların rüyası senin kâbusun
Amerikan rüyası ise milyonlarca siyahın kâbusuydu
Malcolm X’in de dediği gibi
Milyonlarca Muhammed Ali çıkacak bir gün karşına
Seni pataklayacaklar, Harlem sokaklarında
Mississippi yanacak
Bulamayacaksın
Brooklyn’e son çıkış
Amerika, bir kâbusun var
İçinde cinler değil Çinliler var
Tir tir titriyorsun Çin çarpacak diye
Jeet Kune Do, Aikido, Judo…
Ejder tekmesi, kartal pençesi
Ha ha ha, ne tekmesi, ne pençesi
Allah ne verdiyse girişecekler sana
Biliyorsun ki Çin artık değil Çin Mahallesi
Çin püskürmüş bir volkan
Amerika kâğıttan bir kaplan!
Milyarlarca, milyarlarca, milyarlarca Mao Zedong
Şimdilik sadece ziline basıp kaçıyor
Ding dong, ding dong, ding dong…
Çanlar senin için çalıyor Amerika
Bir gün kapıyı açtığında
Göreceksin karşında
Bir milyar Bruce Lee
Amerika, biliyorum, korkuyorsun
Kaçacak delik arıyorsun
Topsun sen Amerika
Dürtecek seni çubuklarıyla bütün dünya
Ne yaparsan yap değişmeyecek kaderin
Bir bilardo topu gibi
Er geç düşeceksin bir delikten aşağı
Aşağı, aşağı, aşağı, aşağılıksın Amerika
Aşağı, aşağı, aşağı…
Cehennemin dibine git Amerika!
Amerika neden kan ve gözyaşı var
En güzel kelimelerinin ardında
Neden özgürlük derken kan sızıyor dişlerinin arasından
Neden barış derken kan fışkırıyor petrol kuyularından
Neden sen hep özgürlük ve barıştan bahsettiğinde
En az bir milyon insan ölüyor Ortadoğu’da
Amerika, Amerika! Söyle bana
Cinayet işlemediğin bir yer var mı bu dünyada
Cevap rüzgâr gibi geçiyor
Blowin’ in the wind şarkısında
Amerika
Yok bu dünyada civitas eterna
Devletler de insanlar gibidir
Doğar, yaşar ve ölürler
Gerçi sen bir devlet misin, emin değilim
Çünkü, senin o aşağılık kapitalizmine göre
Her şey bir üründür
Öyleyse
Sen de bir devlet değil, bir konservesin Amerika
Üzerinde son kullanma tarihi yazan
Senin de bir raf ömrün var
Damarlarına enjekte edip durduğun
Petrolün serum olmadığını
Göreceksin
Ortadoğu’daki tek gecelik fahişelerin,
Tek operasyonluk stratejik ortakların
Süzme operasyon çocukların
Kardinal Fethullahların
El Kaidelerin, DEAŞ’ların, PKK’ların
Nam-ı diğer ev zencilerin
Nam-ı diğer Truva atların,
Nam-ı diğer soysuzluk çarkların
Namı-ı diğer pisliğini sildiğin tuvalet kâğıtların
Hiçbiri ama hiçbiri ömrünü uzatmaya yetmeyecek
Bir gün anlayacaksın
Dünyanın emlak pazarı olmadığını
Yeşil dolarlarının herkesi ve her şeyi satın alamayacağını
Sanıyorsun ki
65 Milyon dolarlık yardımı kestiğinde
Kudüs’ü satın alacaksın
Kudüs’ü satın alamazsın
Filistin’i satın alamazsın
“Rüzgârı satın alamazsın
Güneşi satın alamazsın
Yağmuru satın alamazsın
Sıcaklığı satın alamazsın
Bulutları satın alamazsın
Renkleri satın alamazsın
Neşemizi satın alamazsın
Acılarımızı satın alamazsın”
Öfkemizi satın alamazsın
Nefretimizi satın alamazsın
Nefret demişken
Hepimiz nefret ediyoruz senden
Hepimiz:
Asya, Avrupa, Afrika, Avustralya, Latin Amerika
Ve hatta Antarktika
Ve hatta güneş ve dolunay
Ve hatta balinalar
Ve hatta karıncalar
Ve hatta küresel ısınma
Ve hatta ozon tabakası
Sen rüzgârı ve yağmuru üzdün
Artık kasırga ve tufandır
Senin payına düşen
Öfke, nefret ve öç alınmaktır
Ne diyordu Allen Ginsberg
“Amerika, ne zaman bitireceğiz insanlarla savaşı?
Atom bombanı al ve defol.”
Şiiri seviyoruz. Ama bizi biz yapan üslubumuz, ne olursa olsun kelime seçimimiz, küçüklerimize de, askerlere keçi kurban edip yemek pişiren anneye de okunabilinecek satırlar yazmamız. Bizi biz yapan bu.
Yabancıdan alıntı zaten,bizden değil ama yine de şiirin sonu üzdü.
Bence şiirin sonu gayet güzel. İ.kılıçarslan’ın amerika şiirinin girişi gibi, o da güzel. Zaten farklı üslüplar fayda vermiyor artik. İçimizden ne geçiyorsa amerika o dur. Ayrıca annelere bu tip şiirler okumaya gerek yok onlar “boyun devrilsin amerika” diyorlar, o da şiir.
1940’lardan itibaren söylenen Amerika türküsünün, notasız dile getirilmiş hali. Karadüzen dediklerinden. 1950’lerde o Amerika ülkemin 67 farklı bölgesinde proje yürütmekle meşgulken, biz yine aynı güzellemeleri yapıyorduk. Kahrol düşman al sana bomba. Bitti.