Yazarlar

Fırat’ın doğusuna hangi mayınlar tuzaklandı?

Suriye iç savaşının başladığı 2011 tarihinden bu yana yaşanan birçok belirsizlik artık bugünlerde su üzerine çıkmaya başladı. Yaşanan birçok olayın perde arkası yakinen takip edenler için malumdu fakat söylediklerin komplo teorisi olarak algılanıyordu. Açıkçası olayı yaratanlar dünya medyasını kontrol ederek olayların seyrini başka yöne doğru eviriyorlardı. Fırat’ın Doğusuna, Türk Silahlı Kuvvetler’i bir operasyon başlatmak üzereyken […]

Suriye iç savaşının başladığı 2011 tarihinden bu yana yaşanan birçok belirsizlik artık bugünlerde su üzerine çıkmaya başladı. Yaşanan birçok olayın perde arkası yakinen takip edenler için malumdu fakat söylediklerin komplo teorisi olarak algılanıyordu.
Açıkçası olayı yaratanlar dünya medyasını kontrol ederek olayların seyrini başka yöne doğru eviriyorlardı.

Fırat’ın Doğusuna, Türk Silahlı Kuvvetler’i bir operasyon başlatmak üzereyken bu yaşananları bir kez daha anlatmakta yarar var. Çünkü tuzaklar yine aynı kişiler tarafından kurulmaya çalışılacak.

Savaşın başlangıcında hangi ülkelerin bu sert bastırmayı teşvik ettiğine bakıldığında çok ilginç sonuçlar ortaya çıkmaktadır. ‘Suriyeli bürokratlar’ müdahale öncesi bazı Arap ülkelerinden zırhlı araç takviyesi aldıklarını ve teşvik edildiklerini söylemeye başladılar. Türkiye’nin ise sonuna kadar savaşın çıkmaması için uğraştığını. Bu teşvik eden ülkeler daha sonra büyükelçiliklerini kapatıp ‘çıktılar’ ve ardından Suriye içindeki grupları desteklemeye başladılar.

Şimdi İdlib’te  “sorun çıkartanlar, HTŞ diye adlandırılan” bu gruplar.

Türkiye Fırat’ın Doğusuna bir harekat düzenleyeceği ilk açıklandığında arka arkaya saydığım bir dizi tuzağın olduğunu yazmıştım. Şimdi onları tekrar sıralamakta yarar görüyorum.

1- PYD’nin TSK’yı durdurmaya gücü yetmediği ortada olduğu için eylemlerini Türkiye sınırları içinde PKK/ DAEŞ / diğer sol terör örgütleri tarafından yaptıracaktır. Güneydoğu’da barikatlar döneminde olduğu gibi şehir içi bombalı eylemlere başlayacaklardır.

2- Fırat Kalkanı, Zeytin dalı ve İdlib’de kendisi ile beraber çalışacak gruplara para ve başka bölgelere güvenli geçiş hakkı verileceği söylenerek terör eylemleri yaptırılacaktır. İdlip’te askerlerin bulunduğu noktalar güvensiz hale getirilmek istenecek, daha fazla ÖSO ve TSK unsuru bölgeye kanalize olması amaçlanacaktır. Hatta burada TSK unsurlarına saldırtılarak HTŞ üzerinden ÖSO sorgulanacaktır, sorgulanması beklenecektir.

3-Yabancı basın üzerinden yapılacak, “harekatın etnik bir temizlik” olduğu servisi yapılacaktır.

4- Sosyal medyada Suriye politikası ve göçmen konuları tartışmaya açılarak, yaşanan veya planlanan her olay buraya aktarılacaktır.

5- ABD’nin daha önce Münbiç’ te yaptığı gibi zaman kazanma manevralarına şahit olabilir ve karşı hamlelerini görebiliriz.

6- Suriye’de kazanılan zamanda karşımıza Mısır ordusuna mensup unsurlar çıkartılabilir. Doğu Akdeniz’de yaşanacak gerilimin ilk dayanağı oluşturulmak istenebilir.

7- Bu “ihtimal ve seçenekler” için ayrılan ödeneğin büyüklüğü dudak uçuklatan bir boyuttadır.Yukarda saydığım bu planların bir kısmı daha harekat başlamadan ya başlamış ya da başlamak üzeredir.

Önümüzdeki süreçte hazırlanan tuzaklar Fırat’ın batısında başlayacak ve orada alevlenecektir.

Türkiye’nin avantajı Rusya’nın da bu olayda hedefe alınmış olmasıdır. İran ve Suriye’nin ise tuzağı farkettiğini sanmıyorum. Çünkü izledikleri politika çözüme gidilmesini engellemektedir.Fırat’ın batısını halletmeden Fırat’ın doğusuna geçiş kendi handikaplarını da içinde barındırmaktadır.

PYD’nin bölgeyi ele geçirmesi sırasında barikatlar döneminin ülkemize nasıl yaşattırıldığı unutulmamalıdır. Devletin hafızası bu dönemi yaşayanlar tarafından taze tutulmaktadır. Refleksler de bu nedenle daha hızlı olmaktadır.

Bu harekatın cephe gerisi diğer üç harekattan daha önemli olacaktır. Yani bizlere daha fazla görev düşecektir.

Allah yar ve yardımcımız olsun.