Haber

‘Kodlamayı bilmeyenlerin gelecekte söz sahibi olması mümkün değil’

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, “Bu çağa hazır olmamız lazım. Eğer bu çağa hazır olursak varlığımızı ve iddiamızı devam ettiririz. Eğer bu çağa hazır olmazsak geleceğimizle ilgili endişelenmek zorunda kalırız. İşte böylesine bütün ilişkileri kökten değiştiren bu dijital çağda, bu çağa hükmetmenin, bu çağda var olmanın yolu kodlamadır.” dedi. Işık, Aydın Doğan Spor Salonu’nda gerçekleştirilen “Kodlama […]

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, “Bu çağa hazır olmamız lazım. Eğer bu çağa hazır olursak varlığımızı ve iddiamızı devam ettiririz. Eğer bu çağa hazır olmazsak geleceğimizle ilgili endişelenmek zorunda kalırız. İşte böylesine bütün ilişkileri kökten değiştiren bu dijital çağda, bu çağa hükmetmenin, bu çağda var olmanın yolu kodlamadır.” dedi.

Işık, Aydın Doğan Spor Salonu’nda gerçekleştirilen “Kodlama ve Robotik Şenliği”nin açılış programında yaptığı konuşmada, dünyanın dördüncü sanayi devrimini yaşadığını belirterek, birinci sanayi devriminin, buharın sanayide kullanılmasıyla, ikinci sanayi devriminin, elektriğin sanayide ve üretimde kullanılmasıyla, üçüncü sanayi devriminin de elektroniğin ve otomasyonun üretimde kullanılmasıyla başladığını söyledi.

Dördüncü sanayi devriminin, diğer üç sanayi devriminden çok daha köklü değişiklikler getirdiğini ifade eden Işık, dünyanın, artık nesnelerin birbiriyle konuştuğu, yapay zekanın üretimde ve üretimin tüm süreçlerinde daha fazla kullanıldığı, simülasyon, artırılmış gerçeklik teknolojilerinin artık üretimde çok daha fazla kullanıldığı dördüncü sanayi devrimini yaşamaya başladığını dile getirdi.

“Bu çağ, yazılım üzerine kurulmuş bir çağ”

Işık, “Bunun bizimle ne alakası var?” sorusunu yönelterek, şöyle devam etti:

“Aslında bunun bizimle çok fazla alakası var. Yeni bir çağ yaşıyoruz ve bu çağın adı, dijital çağ. Bu çağda artık her şey kökten değişiyor. Bu çağda artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Önceden, ‘evlere televizyon girdi, muhabbet kayboldu’ diye serzenişte bulunuyorduk, şimdi oturduğumuz masada hepimizin elinde cep telefonu, birbirimizle konuşmayı bırakıp ne yapıyoruz? Telefonlarımızla ya oyun oynuyoruz ya haber bakıyoruz ya başka bir şeyle uğraşıyoruz. İşte bu yeni çağ, hepimizin ilişkilerini, geleceğini çok yakından ilgilendiren ve geleceğimizi çok fazla etkileyen bir çağ. Bu çağa hazır olmamız lazım. Eğer bu çağa hazır olursak varlığımızı ve iddiamızı devam ettiririz. Eğer bu çağa hazır olmazsak geleceğimizle ilgili endişelenmek zorunda kalırız. İşte böylesine bütün ilişkileri kökten değiştiren bu dijital çağda, bu çağa hükmetmenin, bu çağda var olmanın yolu kodlamadır.”

Işık, “Bu çağ, yazılım üzerine kurulmuş bir çağ.” ifadesini kullanarak, “Artık yazılımın girmediği alan yok. Evde ders çalışırken de yazılımı kullanıyorsunuz, sahada futbol oynarken de yazılımı kullanıyorsunuz veya bilgisayarda oyun oynarken de yazılımı kullanıyorsunuz. Yazılım demek, kodlama demektir. Kodları birleştirerek bir yazılımı elde ediyorsunuz. İşte kodlamayı bilmeyenlerin gelecekte söz sahibi olması mümkün değil.” diye konuştu.

Yazılımın, kodlamanın önemini çeşitli örneklerle anlatan Işık, “Artık hangi alanla uğraşırsanız uğraşın yazılımı, kodlamayı bilmek zorundasınız.” dedi.

Işık, bir Alman firmasının AR-GE bünyesinde 55 bin kişinin çalıştığına dikkati çekerek, “Bunun 17 bini yazılımcı. Artık önümüzdeki süreçte, yazılımın girmediği hiçbir alan kalmayacak ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde en çok elamana ihtiyaç duyulan alan, yazılım alanı olacak. Amerika’da önümüzdeki yıllarda en az 1 milyon yeni yazılımcıya ihtiyaç duyulacağını Amerikalılar ifade ediyorlar, yani kodlama ve yazılım, geleceğin istihdam alanı. Zaten yazılım ve kodlamayı bilmiyorsanız gelecekte okur yazar sayılmayacaksınız.” değerlendirmesinde bulundu.

“Kodlamayı öğrenen gençlerin hayatta başarısız olması mümkün değil”

Öğrencilerin kodlamayı öğrenmekle okuma yazmayı öğrendiklerine işaret eden Işık, şunları kaydetti:

“Kodlamayı iyi öğrenirseniz, aslında sadece de kodlama öğrenmiş olmayacaksınız, algoritma yazmayı öğreneceksiniz. Algoritma yazmak için de problem çözmeyi, analitik düşünmeyi, veriler arasında bağlantı kurmayı, sebep sonuç ilişkisini geliştirebilmeyi öğrenmiş oluyorsunuz. Bunu öğrendiğinizde sadece yazılım yapmayacaksınız, bunu öğrendiğinizde aile içindeki bir problemi de kolaylıkla çözeceksiniz çünkü bütün problemlerin çözüm yöntemi bellidir; analitik düşüneceksiniz, sebep sonuç ilişkisi kuracaksınız, verilenlerle istenenler arasında bağ kuracaksınız, sonra da problemi çözmüş olacaksınız. Şu anda biz Gümüşkod uygulamasıyla bunun Gümüşhane’de çok güçlü temellerini atıyoruz. Kodlamayı öğrenen gençlerin hayatta başarısız olması mümkün değil.”

Işık, kodlamayı küçük yaşlarda öğrenerek dünya çapında başarı elde eden kişilere ilişkin de bilgi vererek, çocukların kodlama eğitimini öğrenirken aynı zamanda takım oyununu da öğrendiklerini söyledi.

Velilere de bu alanda çocuklarını motive etmelerini öneren Işık, velilerin artık ‘başıma icat çıkarma’ cümlesinden, “bir icat da sen yap yavrum” cümlesine geçmeleri gerektiğine dikkati çekti.

Işık, 2012 yılında kurulan ve 70 çalışanı olan bir Türk mobil oyun şirketinin, bir süre önce 250 milyon dolara satıldığına işaret ederek, ek ödemelerle beraber bu rakamın daha da yukarıya çıktığını belirtti.

Dünyada 70 çalışanı olup da 250 milyon dolara satılan şirket sayısının çok az olduğunu ifade eden Işık, “Biz bunun için kodlamayı çok önemsiyoruz. Bunun için sizlerin kod yazmasını istiyoruz. İstiyoruz ki Gümüşhane’den dünya şampiyonları çıksın. Gümüşhane’den dünya çapında yazılımcılar çıkarmaya hazır mıyız? Gümüşhanemizin ismini Amerika’da, Çin’de, Avrupa’da, Asya’da duyurmaya hazır mıyız? Mesele bu. Biz Gümüşhanemizin ismini, pırıl pırıl yavrularımızın, gençlerimizin ismini bütün dünya duysun diye kodlama eğitimine özel önem veriyoruz Gümüşhane’de.” değerlendirmesinde bulundu.

Işık, en önemli işin farkındalık oluşturmak olduğunu, bu farkındalığın da oluştuğunu belirterek, bu konuda büyük emek harcayan Vali Okay Memiş ve diğer ilgililere teşekkür etti.

“Hiçbir başarının tesadüfi olmadığını bilmek zorundayız”

Herkesin, “başarının efendisi” olmak istediğine işaret eden Işık, şunları söyledi:

“Hiçbir başarının tesadüfi olmadığını bilmek zorundayız. Hiçbir başarı tesadüfi değildir, onun için, başarının efendisi olmak için, çalışmanın kölesi olmak gerekiyor. Yani çok çalışmak, çok uğraşmak gerekiyor, asla yarım bırakmamak, yarı yolda terk etmemek gerekiyor. İşi sonuna kadar takip etmek ve kovalamak gerekiyor. Bunu yaptığınız zaman göreceksiniz ki başarı sizi peşinizden kovalar. O zaman başarı size kendisi gelir, yeter ki çalışalım, gayret edelim, ayran gönüllü olmayalım, her şeyi sonuna kadar devam ettirelim. Bunu başarırsak, hele hele kodlama, yazılım alanında kararlı, sabırlı ve inançlı olursak çok güzel bir gelecek sizleri bekliyor. Bundan dolayı sizlere, özellikle çalışma konusunda ‘aman ha yorulmayın, aman ha gevşemeyin’ diyorum. Bunu yapacağınıza inanıyorum. Gümüşhanemizin çocukları zekidir, eğer zeka çalışkanlıkla birleşirse o zaman başarı gelir.”

Öğrencilerden çok çalışacaklarına dair söz alan Işık, “Gençler; başkalarının yazdığı oyunu mu oynamak istersiniz, yoksa başkalarının, sizin yazdığınız oyunu mu oynamasını istersiniz? Hangisi daha keyiflidir? İkincisi daha keyiflidir, değil mi? Başkalarının yazdığı oyunu oynamak belki zaman açısından sizi eğlendirebilir ama sizin yazdığınız oyunu, başkalarının oynamasının verdiği manevi haz, hiçbir şeye değiştirilmez.” ifadesini kullandı.

Işık, kodlama eğitimine ilişkin öğrencilere tüm imkanların sunulduğunu belirterek, “Un var, yağ var, şeker var, artık helvayı da siz yapacaksınız, başarıya sizler imza atacaksınız. Sizlere güveniyoruz. Gümüşhane’yi Türkiye’de de dünyada da söz sahibi vilayet yapacağız inşallah.” dedi.

Konuşmaların ardından Işık ve protokol üyeleri, kodlama eğitimi alan öğrencilerin çalışmalarını inceledi.

Törene Vali Okay Memiş, AK Parti Gümüşhane Milletvekilleri Hacı Osman Akgül ve Cihan Pektaş, diğer ilgililer, öğrenciler ve veliler katıldı.