Yazarlar

Almanya ve Fransa Ukrayna’daki komployu nasıl kaybetti?

Yazının Aslı: https://www.trtworld.com/opinion/war-and-peace-how-germany-and-france-lost-the-plot-in-ukraine-65709

Macron ve Scholz’un Kiev ile Moskova’yı müzakere yoluyla barıştırma planı, yetersizlikler nedeniyle görünüşe göre geri tepti.

Avrupa siyaseti, son günlerde Fransız ve Alman liderlerin bitirmeyi çok istedikleri Ukrayna savaşı sorununu ve Batılı seçkinlerin gitgide yük olarak gördükleri Başkan Zelensky’i nasıl ele aldıklarını gözlemlediğimiz bir tür komedi şovuna dönüştü. 

Geçenlerde bu iki lider Zelensky ile görüştü ve onu Putin ile barış görüşmelerine başlamaya çağırdı. Sosyal medyada konuşulanlara göre Zelensky iki lidere, “Müzakere edilecek bir şey yok ve Moskova’da müzakere edilecek kimse yok…” dedi. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, bugünlerde Rusya Devlet Başkanı Putin ile barış görüşmelerini başlatmak için Zelensky’e çok ihtiyaçları olduğu gerçeğini gizlemiyorlar. 

İki lider de Rusya ile barış görüşmesi yapmak istiyor fakat mantıken zıt bir şey yapıyorlar. Almanya ve Fransa ortalık yatıştığında kendilerinin de dahil olduğunu iddia edebilecekleri daha güçlü bir Ukrayna ortaya çıkmasını istiyorlar.

Birçok yönden, bazı askeri uzmanlar bunu, orduların çok fazla şey üstlendiği ve çok büyük hayaller kurulan İkinci Dünya Savaşı sırasında Hollanda’daki Arnhem’e yapılan İngiliz saldırısıyla karşılaştırabilir. “A Bridge Too Far”, Alman mevzilerini geriletmeyi ve köprüleri ele geçirmeyi başaramayan gayretli macerayı özetleyen bir Hollywood filmidir.

Bu AB devlerinin Ukrayna savaşıyla elde etmeye çalıştıklarına benzer bir hikaye.

Konu barış görüşmelerini başlatmak olduğunda Zelensky gerçek bir engel ve her zaman da öyle olmuştur. Son zamanlarda pek bir şey değişmedi. ABD Başkanı Joe Biden’ın Washington’da paniğe kapılmaya başlaması dışında, daha önce Ukrayna’ya akıtılan korkunç miktardaki paranın, esas olarak Meclis’i kontrol eden Cumhuriyetçiler nedeniyle 2023’te yavaşlayacağı açık çünkü seçim yaklaşıyor. 

Ukrayna savaşı, Demokratları Amerikalıların haritada bulamadıkları bir ülkeye 100 milyar doları nasıl heba ettiğini soran mavi yakalı işçiler tarafından pusuya düşürülmesine neden olacak. ABD’de artan ekonomik kriz daha fazla kurban alıyor, daha fazla aileyi sokağa atıyor ve ölüme terk ediyor.

Biden ve müttefikleri, Zelensky’i zamanının daraldığını ve gönderilen son paralarla gerçek sonuçlar alması gerektiği konusunda uyardı. ABD’liler Zelensky, savaş meydanında daha fazla kazanım elde ederse, bu durumun Rusya ile müzakere etmek için Ukrayna’nın yararına olacağını düşünüyorlar.

Biden için kabus senaryosu ise, 2024 başkanlık seçim kampanyalarının tek bir konu -Ukrayna- üzerinden sürdürülmesi ve Ukrayna yüzünden Trump’ın veya Cumhuriyetçi Parti tarafından resmen aday gösterilen herhangi birinin tekrar başkan olması. Amerikalılar, AB’ye kıyasla zaman çizelgesi ve beklentileri konusunda biraz farklı bir görüşe sahipler fakat Zelensky’yi kötü idare eden Macron ve Scholz’unki daha uzun bir işkence maratonu. 

Müzakere diye direten Avrupa’nın bu inatçı tutumundan rahatsız olan Zelensky, realist olarak bakarsa aslında Ukrayna savaşında Batı’nın nasıl kazığa oturduğunu ve Ruslara uygulanan yaptırımlarda en çok AB vatandaşlarının cezalandırıldığına dair bir ipucu görebilir.

Scholz ve Macron, Zelensky’e daha fazla silah sağlamayı ve Putin’le barış görüşmelerine başlaması halinde yaldızlı bir NATO ‘savunma paktı’ üyeliği teklif ettiler. Scholz ve Macron, bu teşviklerin Putin ile barış müzakerelerine yardımcı olacağını nasıl düşünebilir? 

Putin’in şu anki konumu göz önüne alındığında, bu ‘teşvikler’ olsun ya da olmasın Zelensky ile müzakere etmesi zaten mucize olurdu. 

Ukrayna için, iyimserliğiyle Batı’yı güldürecek olsak bile, söz verilen 100 tankın gelmesi durumunda belki yaz sonunda savaş alanında küçük bir etki yaratmak için bir fırsat penceresi var. Ancak tank mürettebatının çaylak olacağı ve Ruslar ile Ukrayna Ordusu arasındaki 2000 km’lik sınırda bu tankların herhangi bir dişe dokunur etkiye sahip olması için çok uzun zamana ihtiyaç olduğu düşünülürse, bu çok iyimser bir bakış açısı. 

Tankların abartılı hikayeleri hakkındaki gerçek şu ki, tanklar sadece savunma amaçlı kullanılacak. Bazı analistler Biden’ın vaat ettiği 30 kadar M1 Abrams’ın bile gönderileceğinden şüphe duyuyor. 

Birçok analist ABD’lilerin artık göndermek istemedikleri askeri yardım paketlerinin sonuncusunun bu M1 Abrahams tankları olacağını söylüyor. Askeri yardımların bu kadar büyütülmesi ABD Başkanı Biden tarafından oluşturulmaya çalışılan sis perdesinden başka bir şey değil.

Bu durum göz önünde bulundurulunca, Kremlin üretim bantlarından çıkan yeni tankları ile yeni bir bahar taarruzuna devam etmek için fırsat olarak değerlendirecek.

Tanklar hakkında bir başka gerçek de, Batı yaptırımlar nedeniyle şuan tank üretiminde bir durgunluk yaşıyor ve uzun bir teslimat süresi veriyor. Rusya’nın yılda 200 tane tank üretmesinin yanı sıra Çin ve İran’la askeri donanım karşılığı yaptığı enerji anlaşmaları AB ve ABD liderlerinin neden paniğe kapıldığını daha iyi anlamamızı sağlıyor.

Almanya, Fransa ve İngiltere, gelecek kış başlamadan ekonominin kötü sinyal vermesi nedeniyle Ukrayna harcamalarını kısmaya başladığı zaman kıtaya ilk kartın düşmesi bekleniyor. 

Bu tasarruf dönemi ile aşağı yukarı aynı zamanda Rusya, yeni tanksavarları sahaya sürdüğünü duyurursa Batılı liderler fakir seçmenlerine çıkmaza giren Ukrayna savaşında neden Kiev’e yardım etmeleri gerektiğini açıklamaları gerekecek.

Leopard II’ler ve Challenger tankları… Bu PR felaketinden sonra onları kim satın alacak? Batı’da Rusya’dan daha fazla para ve iş kaybedildi. Macron-Scholz Barış Planı’nın kesinlikle yeniden düşünülmesi gerekiyor.

Çeviri: Ömer Faruk Madanoğlu

Etiket /

Martin Jay

Yorum ekle

Yorum göndermek için buraya tıklayın