Röportaj

Bülent Ata Soruyor, Yapımcı ve Senartist Birol Güven Cevaplıyor…

Bu işe nasıl bulaştınız?  Tevafuk diyelim. Radyocu olmak için bir reklam ajansına gittim. Ajans sahibi beni başından savmak için koridorda yürüyen Yavuz Turgul’la tanıştırdı. Üstad çok yoğundu, orada başka bir nedenle bulunan Gani Müjde ile tanıştırdı. Radyocu olmak için  girdiğim bir reklam ajansından 45 saniye sonra Gani Müjde’nin çırağı olarak çıktım. Sonrası bildiğiniz gibi.   Günlük […]

Bu işe nasıl bulaştınız? 

Tevafuk diyelim. Radyocu olmak için bir reklam ajansına gittim. Ajans sahibi beni başından savmak için koridorda yürüyen Yavuz Turgul’la tanıştırdı. Üstad çok yoğundu, orada başka bir nedenle bulunan Gani Müjde ile tanıştırdı. Radyocu olmak için  girdiğim bir reklam ajansından 45 saniye sonra Gani Müjde’nin çırağı olarak çıktım. Sonrası bildiğiniz gibi.

 

Günlük rutininiz nedir? 

08.30 gibi güne başlarım. Günün büyük bir bölümü angarya diyeceğim işlerle geçer. Her bulduğun boşlukta yazmaya çalışırım. Çocuklarımla geçirmediğim her dakikayı boşa geçmiş zaman olarak görürüm. Maç izlerken senaryo yazmaya bayılırım.

 

Sizi neler besler, neler coşkulandırır?

Küçük bir kasabada kalabalık bir ailede büyüdüm, hala öyle büyüyorum.  Yazdığım her şeyde bu kalabalığın hakkı var. Bazen yazmak isterim yazamam. Düşünür, düşünür bir cümle bile yazamam. Sonra uyurum ve gecenin bir yarısı yazacak bir çok şeyle dolu bir halde uyanırım. Saatlerce yazarım.  Bazen yazdıklarıma ben de inanamam. Sanki yazan ben değilimdir. Allahın bana  yardım ettiğine inanırım. Tükenmekten korkmam. Ekip arkadaşlarımla beraber 2500 bölümden fazla dizi yazdık, 2500 tane daha yazabiliriz.

 

Keşke ben hayata geçirseydim dediğiniz yapım var mı? Varsa nedir ve neden? 

İtalyan sinemasının ölümsüz eseri Cennet Sineması’nı ben yapmak isterdim.
Çok özdeşleştiğim bir hikaye. Çok muhteşem bir kasaba hikayesi. Onu ben yapmalıydım.

 

Son bir yapım hakkınız olsa onu hangi projeyle taçlandırmak istersiniz? 

Ailem Girit mübadili. Bu hikayeyi sinemaya taşımak isterdim. Mübadalenin savaştan kötü olduğuna inanırım. Allah kimseyi memleketinden etmesin.

 

Hikaye anlatıcılığının geleceğini nerede görüyorsunuz? Hangi ekran sizi daha çok heyecanlandırıyor? Belgesel, sinema, Tv dizileri…

Ben gündelik hayatı çok seviyorum ve çok ilginç buluyorum ancak ana akım medyada bu hikayelerin şansı olduğunu düşünmüyorum. Bu tarzın yaşadığı her mecrayı çok önemsiyorum. Gerçek kültür kaydının bu olduğunu düşünüyorum. Hiç bir şey gerçek kadar ilginç değildir. Bir senaristin uydurduğu büyük kurmacaların insanı anlattığını düşünmüyorum. Sıradan insanın diğer insanlar için önemli olmayan ama kendi için büyük önemi olan hikayelerini çok seviyorum. Sıradan insanın hikayesi neredeyse gerçek mecra orasıdır. Belgesel ya da dizi ya da sinema filmi fark etmez.

Döne döne okuduğunuz kitap, izlediğiniz film, dinlediğiniz müzikler…. 

Felsefenin Tesellisi, Allain de Botton, Cinema Paradiso, Brain Adams, Ferdi Özbeğen.

 

Yayında, vizyonda kendi işinizden başka beğendiğiniz işler var mı? 

Belki var ama izlemiyorum. İzlemekten çok fena sıkıldım. İzleme şansım varsa bu şansımı müzik kanallarından yana kullanıyorum. Müzik videolarını izlemeyi çok seviyorum bir de TRT Müzik “Akşam Sefası” programını.

 

Uzun bir projeye girişirken kurmak istediğiniz rüya takım?

Ben sadece kendimden akıllı insanlarla çalışırım. Ekibimdeki herkesin benden yaş olarak küçük ve benden  akıllı olmasını isterim. Kendime danışman olarak benden büyükleri değil küçükleri seçiyorum. Onların dünyayı algılayış biçimini daha iyi buluyorum.

 

Yapamadıklarınız? Neleri, ne zaman, neden yapamadınız? 

Ben bardağın ne dolu tarafına ne de boş tarafına bakarım. Benim bardağım hep yarımdır. Hayatı da böyle severim. Ben yaptıklarımla ve yapmadıklarımla bir bütünüm. Yapamadıklarımla hiç uğraşmam. Eksik olduğumu bilirim, yapamadıklarımı bilirim ama hiç dert etmem. Eksik bir faniyim.

 

Unutmadığınız replik? 

Şiir yazanın değil ihtiyacı olanındır. Il Postino

 

Mezar taşınızda ne yazsın istersiniz?

Tanısaydınız severdiniz.