Röportaj

Bülent Ata Soruyor, Oyuncu İpek Tuzcuoğlu Cevaplıyor …

Bu işe nasıl bulaştınız? Annem Emel Hanımın sayesinde diyebiliriz. Serüvenim üç yaşında annemin beni özel bale stüdyosuna götürmesi ile başlıyor ve yaklaşık on üç sene sürüyor, balerin olacakken on altı yaşımda dansçı olarak görev aldığım bir müzikalde “-Aslında ben tiyatro oyuncusu olmalıyım “ kararıyla değişiyor. Sonrası konservatuar, tv dizileri ve sinema oyunculuğu zaman içinde bir […]

Bu işe nasıl bulaştınız?

Annem Emel Hanımın sayesinde diyebiliriz. Serüvenim üç yaşında annemin beni özel bale stüdyosuna götürmesi ile başlıyor ve yaklaşık on üç sene sürüyor, balerin olacakken on altı yaşımda dansçı olarak görev aldığım bir müzikalde “-Aslında ben tiyatro oyuncusu olmalıyım “ kararıyla değişiyor. Sonrası konservatuar, tv dizileri ve sinema oyunculuğu zaman içinde bir de buna tv program sunuculuğu da ekleniyor…

 

Günlük rutininiz nedir?

Aslında rutinim dizi çalışmam varken ve yokken değişiyor. Geceleri geç yattığım için güne geç başlayanlardanım. Geceleri yazmayı, film seyretmeyi, proje okuyup, proje üretmeyi severim. Önceliğim saat kaçta kalkarsam kalkayım mutlaka kahvaltı etmek, gazetelerimi okumak, kedilerimle ilgilenmek evde bir tane var ama apartmanımın bahçesinde 6-7 tane daha var en büyük keyifim onlarla geçirdiğim zaman. Ve tabi ki günlük ibadetlerim.

 

Sizi neler besler, neler coşkulandırır?

Her şey aslında. Her yeni günü bize sunulan henüz açılmamış bir hediye paketi gibi karşılarım. Ama o paketten keyifsiz tatsız şeylerde çıkabilir tabi ki onlarda zaten sizin tekamülünüz içindir. Acı, üzüntü, hatalar, yanlışlar olgunlaştırır, çoşkulandıran ise yaratıcının muazzam ve kusursuz yarattığı insanoğluna emanet ettiği her şeydir.

 

Keşke ben hayata geçirseydim dediğiniz yapım var mı? Varsa nedir ve neden?

Az da olsa dönem dönem gıpta ettiğim karakterler oluyor ama açıkçası yabancı filmlerde bu hissi daha çok yaşayanlardanım. Mesela Ferzan Özpetek ‘in Karşı Pencere filminde ki kadın karakteri oynamayı isterdim, Charlize Theron un canlandırdığı Cani gibi bir karakter, Saatler filmi, Almodovar’ın Dönüş filminde Penélope Cruz un oynadığı karakter…

Son bir yapım hakkınız olsa onu hangi projeyle taçlandırmak istersiniz?

Oyunculuğu bir tarafa bırakarak büyük bütçe imkanlarım olsa iki proje yapmak isterdim bir tanesi Atatürk ki bana göre böylesine bir liderin gerçek anlamda her yönüyle şahane bir filminin hala yapılamaması ki çok acıdır, ikincisi ise Hz. Mevlâna olurdu, tasavvufu,  insanı, yolunu, ruhunu, dönüşümlerini anlatacak bir film yapmak isterdim .

 

Hikaye anlatıcılığının geleceğini nerede görüyorsunuz? Hangi ekran sizi daha çok heyecanlandırıyor?

Belgesel, sinema, Tv dizileri, Tv programları..
Benim için üzerine saatlerce konuşulabilecek bir konu bu. Tv dizileri için en büyük sıkıntı ve problem hikaye ve ne yazık ki dizi sektörü öylesine leş bir hal aldı ki arada az da olsa çıkan karakter derinlikleri olan ve doğru dramatik yapısı olan projeler görünce çölde vaha bulmuş gibi sevinir hale geldik oyuncular olarak. Bu anlamda sinema filmlerini çok daha başarılı ve sağlam buluyorum. Genç senarist ve yönetmen arkadaşların projelerini hem okuma hem onlarla tanışma fırsatı buluyorum uzun süredir. Ama yüzdeye vurursak yeterli de değil. Mesela bu yıl beş yüz küsür proje okudum içlerinden en fazla yirmi- otuz tanesi dört dörtlüktü diyebildik. Belgesellere ayrıca bir ilgim ve heyecanım var konu bakımından olsun görsellik olarak olsun derya gibi bir ülkedeyiz. Lakin dünya standartlarında hala değiliz. Zaten belgesel konusunda da ülkemizde yeterli bir mecra ve seyirciye ulaşma problemi var. Tv programlarına hiç girmeyeyim sonuç ortada acı, keder, kavga, kaos… Ama tv programcılığı ve sunuculuğum dönemlerinde tertemiz eli yüzü düzgün topluma hizmet ettiği kanaatini taşıdığım iki sezon bir tasavvuf programı ve Yüzleşme isimli programlar yaptım . En son da Beingurme de iki Ramazan Lezzetli Sohbetler i sundum. Çok severek ve heyecanla yaptığım bir işte tv programcılığı …

 

Döne döne okuduğunuz kitap, izlediğiniz film, dinlediğiniz müzikler….

Olmaz mı her yıl Çağrı filmini aynı duygu ve heyecanla izlerim.

Yine Baba serisi tv de hangi kanalda denk gelsem sahne sahne ezberimde olmasına rağmen keyifle izlerim. Ölü Ozanlar Derneği

Kitap olarak Simyacı, Semerkant

 

Yayında, vizyonda kendi işinizden başka beğendiğiniz işler var mı?

Az da olsa oluyor. Şu dönem tv pek izleyemesem de İstanbullu Gelin, senaryo, reji, kurgu, oyunculuklarıyla başarılı bulduğum işlerden. Aynı şekilde Çukur, Ufak Tefek Cinayetler geçen dönem beğendiğim işler.

Uzun bir projeye girişirken kurmak istediğiniz rüya takım?

Çoğu usta isim ve yönetmenle çalışma imkanım oldu ama Uğur Yücel, Cem Yılmaz, Vahide Gördüm, Serenay Sarıkaya, Bulut Aras İynemli kadrosu ile yönetmenlerdense Yüksel Aksu, Faruk Teber, Hilal Saral, Ali Bilgin, Altan Dönmez, Cem Karcı ile çalışmak isterdim.

 

Yapamadıklarınız? Neleri, ne zaman, neden yapamadınız?

Nasip değilmiş. Bazılarını kendi nefsi hata ve eksiklerimden, bazılarını ise kader noktasında ki sebepten ki onu asla bilemiyoruz sırların sırrıdır.

 

Unutmadığınız replik ?

Ruhunla süpür sevgilinin kapısının önünü, ancak o zaman onun aşkı olursun … Bab’Aziz filminden …

 

Mezar taşınızda ne yazsın istersiniz?

Bu dünya bir rüyadır, uyanmaya gitti ruhuna Fatiha