Kültür

Türkiye’nin kültürel zenginliği UNESCO listelerinde

Ülkelerin gelenek ve göreneklerindeki zenginliğin göstergesi olarak kabul edilen ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi gereğince hazırlanan Somut Olmayan Kültürel Miras envanter çalışmasına göre, Türkiye’den 29 kişi ve bir topluluk “Yaşayan İnsan Hazineleri“, 112 unsur ise “Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri” içerisinde yer alıyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), 17 Ekim […]

Ülkelerin gelenek ve göreneklerindeki zenginliğin göstergesi olarak kabul edilen ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi gereğince hazırlanan Somut Olmayan Kültürel Miras envanter çalışmasına göre, Türkiye’den 29 kişi ve bir topluluk “Yaşayan İnsan Hazineleri“, 112 unsur ise “Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri” içerisinde yer alıyor.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), 17 Ekim 2003’te Paris’te düzenlenen 32. Genel Konferansında, Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’ni kabul etti.

AA muhabirinin Kültür ve Turizm Bakanlığı sitesinden derlediği bilgilere göre Türkiye, 19 Ocak 2006 tarihli ve 5448 sayılı Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesinin Uygun Bulunduğuna Dair Kanunla bu sürece dahil oldu ve 27 Mart 2006’da resmen taraf oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığının, 4848 Sayılı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunu’nun 13. maddesine göre Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü icracı birim olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Sözleşme gereğince her taraf devlet, korumak için tespit amacıyla kendi toprağı üzerindeki somut olmayan kültürel miras envanteri, kendi durumuna uygun olacak biçimde hazırlayıp güncelleştiriyor.

Bu kapsamda Türkiye’de Yaşayan İnsan Hazineleri ve Somut Olmayan Kültürel Miras olmak üzere 2 ayrı ulusal envanter hazırlanıyor.

Türkiye’nin kültürel zenginliğini geleceğe taşıyorlar

Somut Olmayan Kültürel Miras’ın belli unsurlarını yeniden yaratmak ve yorumlamak açısından gerekli bilgi ve beceriye yüksek düzeyde sahip kişiler olarak tanımlanan “Yaşayan İnsan Hazineleri”, Türkiye’nin kültürel zenginliğini yaşatarak gelecek nesillere ulaştırmayı hedefliyor.

Yaşayan İnsan Hazineleri’nin ölçütleri ise “Ustalığını 10 yıldır icra ediyor olması, sanatını usta-çırak ilişkisi ile öğrenmiş olması, bilgi ve becerisini uygulamadaki üstünlüğü, konusunda ender bulunan bilgiye sahip olması, kişi veya grubun yaptığı işe kendini adamışlığı, kişi veya grubun bilgi ve becerilerini geliştirme yeteneği (sanatının toplumla buluşmasını sağlayacak yenilikler içermesi). Kişi veya grubun bilgi ve becerilerini çırağa aktarma becerisi (çırak yetiştirmiş olması)” olarak sıralanıyor.

Türkiye’nin Yaşayan İnsan Hazineleri listesinde bulunan 29 kişi ve bir topluluk şunlar:

“Tacettin Diker – Karagöz Sanatçısı, Orhan Kurt – Karagöz Sanatçısı, Metin Özlen – Karagöz Sanatçısı, Hayri Dev – Çam Düdüğü Yapımcısı ve İcracısı, Şeref Taşlıova – Aşık, Sıtkı Olçar – Çini Ustası, Mehmet Girgiç – Keçe Ustası, Bekir Tekeli – Bağlama Yapımcısı, Uğur Derman – Klasik Kitap Sanatçısı, Hasan Çelebi – Hüsn-ü Hat Sanatçısı, Neşet Ertaş – Mahalli Sanatçı ve Ozan, Mehmet Gürsoy – Çini Sanatçısı, Fuat Başar – Ebru Sanatçısı, Veli Aykut – Zakir, Emine Karadayı – Dokumacı ve Doğal Boyamacı, Yaşar Güç – Hortlatma Kaval Dilli Dilsiz Kaval Yapımcısı ve İcracısı, Tahsin Kalender – Taş Ustası, İrfan Şahin – Kispet Ustası, Cemil Kızılkaya – Ahşap Baskı ve Yazma Ustası, Mahmut Sür – Nazar Boncuğu Ustası, Celal Yılmaz – Mersiyehan, Mehmet Acet (Aşık Sefai) – Aşık ve Zakir, Cahide Keskiner – Minyatür Sanatçısı, İslam Seçen – Klasik Kitap Sanatçısı, Salih Balakbabalar – Sedefkar, Muammer Semih İrteş – Kalemişi, Ahmet Yaşar Kocataş – Keçe Ustası, İsmail Nar – Aşık, Osman Efendioğlu – Şair (Atma Türkü), Macahal Yaşlılar Korosu – Çoksesli Şarkı Söyleme Geleneği.”

Kuşaktan kuşağa aktarılıyor

“Somut Olmayan Kültürel Miras” ise UNESCO tarafından toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekanlar biçiminde tanımlanıyor.

Kuşaktan kuşağa aktarılan bu miras, toplulukların ve grupların çevreleriyle, doğayla ve tarihleriyle etkileşimlerine bağlı olarak, sürekli biçimde yeniden yaratılarak onlara kimlik ve devamlılık duygusu veriyor. Böylece kültürel çeşitliliğe ve insan yaratıcılığına duyulan saygıya katkıda bulunuyor.

Somut olmayan kültürel miras; bu mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve anlatımlar, gösteri sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler, doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar, el sanatları geleneği alanlarında ortaya çıkıyor.

Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri oluşturulurken temel alınan ölçütler ise “Somut Olmayan Kültürel Miras alanlarından birine girmesi, insan yaratıcılığının bir kanıtı olarak değeri, kültürel ve toplumsal gelenekler içerisindeki köklülüğü ve önemi, belirtilen topluluk ya da grubu temsil niteliği, belirtilen topluluk ya da grubun rızası, kaybolma riski, önerilen koruma eylemlerinin yeterliliği.” olarak belirlendi.

Türkiye en çok kültürel değer kaydettiren ilk 5 ülkeden biri

Türkiye, bunlardan UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listeleri’ne kaydettirdiği 18 unsur ile 178 ülke içinde en çok kültürel değer kaydettiren ilk 5 ülke arasında yer alıyor.