Portre

Köprünün diğer yakasında bizi bekleyenler : Mitroviça

Mitroviça’da, köprünün diğer yakasında, unutulmuş halde sessizce fark edilmeyi bekleyen Şeyh Kadri Mitroviçevi Kadiri Tekkesi’nin bahçesindeki türbe, nihayet gün yüzüne çıkarıldı.

Mikail Türker Bal

Mitroviça’da, köprünün diğer yakasında, unutulmuş halde sessizce fark edilmeyi bekleyen Şeyh Kadri Mitroviçevi Kadiri Tekkesi’nin bahçesindeki türbe, nihayet gün yüzüne çıkarıldı.

1999 Kosova Savaşı, özellikle Kuzey Mitroviça’yı derinden sarsmış; sadece şehrin sivil dokusunu değil, yüzyılların birikimi olan kültürel mirasını da büyük ölçüde tahrip etmişti. Bu tahribatın en kırılgan parçalarından biri de hiç kuşkusuz bölgenin manevî damarlarını besleyen tekke ve dergâhlar oldu. Kosova, Makedonya ve Bosna Hersek Kadiriliği açısından hem tarihî hem de ruhânî öneme sahip bulunan Şeyh Kadri Efendi Tekkesi, savaş sırasında yakılarak harabeye dönmüş; takip eden yıllarda ise köprünün diğer tarafında kaldığı için kimsenin ilgilenemediği, bakıma muhtaç bir hâle gelmişti. Zamanın ve ihmalkârlığın iç içe geçtiği bu süreçte tekke, çöp ve moloz yığınlarının arasında âdeta görünmez olmuştu.

Kadiri tarikatının Rezzakî koluna mensup olan Şeyh Kadri Mitroviçevi tarafından 1910 yılında kurulan bu tekke —ki kendisi 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Osmanlı’nın çalkantılı döneminde büyük hizmetler vermişti— Balkan sufî coğrafyasında derin bir hatıra bırakmıştı. Şeyh Kadri Efendi, Kadiriliği Kosova’dan Bosna Hersek’e, Sancak–Novi Pazar’dan Makedonya’ya kadar geniş bir sahada yaymak için büyük gayret göstermiş; halk arasında “Şeyh Kadri” diye tanınsa da gördüğü hürmet sebebiyle çoğu zaman “Hacı Baba” diye anılmıştı. Babasının adı Hacı Muhyiddin, kendi adı ise Abdülkadir idi.

Balkan sufiliğinin en önemli merkezlerinden biri olan Saraybosna’daki Hacı Sinan Kadiri Tekkesi’nin şeyhi Nasir Misirliç, hilafetini Şeyh Kadri Efendi’den almıştı. Yine Saraybosnalı Mehmed Kelerciç, Travnikli Mustafa Yunusoviç, Mitroviça’dan Şeyh İshak Laliç ve Novipazar’dan Faik İmamoviç, onun halifeleri ve vekilleri arasında bulunuyordu. Bu isimler, Balkan tarikat tarihinin sütunlarını oluşturan önemli şahsiyetlerdi.

Kosova’da Kadirilik üzerine hazırladığım tez çalışmaları sırasında, 9 Temmuz 2019 günü kıymetli dostum Muhammed Ali Tamnik ile birlikte Şeyh Kadri Efendi Tekkesi’nin izini sürmek amacıyla Mitroviça’ya gittik. Dr. Melek ve Feti Tunuzliu’yu ziyaret ettik; onların yönlendirmeleriyle tekkenin bulunduğu alanı keşfettik. Tekke, köprünün diğer tarafında yer alıyordu ve o bölgeye geçmek hâlâ tehlikeli addediliyordu. Şeyh Kadri Efendi’nin ailesinden birine ulaşmak için yaptığımız araştırmalar sonucunda, tekkenin son şeyhi Eşref Terziç’in gelini Pakize Terziç ile irtibat kurduk. Tekkeyi ziyaret etmek istediğimizi söyledik; Pakize Teyze bu ricayı büyük bir nezaketle kabul etti. Suhodol tarafındaki köprüden arabayla geçerek tekkenin bulunduğu araziye ulaştık ve çevrede incelemelerde bulunduk. Ancak tekke arazisi, yılların terk edilmişliği içinde tamamen yabani otlar ve ağaçlarla kaplanmıştı.

Bahçede yer aldığı bilinen türbelere doğru ilerlediğimizde manzara yine aynıydı: Savaş sonrası bu alana kimse adım atmamış, kabirlerin bulunduğu bölüm çöp ve moloz tepeleri arasında kaybolmuştu. Tez çalışmam kapsamında tekke ile ilgili bilgi ve belgeleri toplamış, çektiğim fotoğrafları akademik çalışmamda kullanmıştım. Yıllar içinde Bosna Hersek ve Türkiye’den pek çok kişiyle tekkenin bu hazin durumu üzerine görüşmelerimiz oldu. Terziç ailesinin diğer fertleriyle de sürekli irtibat hâlinde kaldık.

Zamanla Saraybosna’daki Çeligoviç Kadiri–Bedevî Tekkesi olarak bilinen, Şeyh Zakir Efendi’nin bazı müritleri benimle iletişime geçerek tekkenin yeri ve tarihî konumu hakkında bilgi aldılar. Bu manevî mekânı ziyaret etmeye başladılar. Tekkenin mahzun hâlini görünce bir şeyler yapılması gerektiğini söylediler. Aile ile irtibata geçerek arazide bir arkeolojik çalışma yapılması teklifini ilettik; aile bunu memnuniyetle kabul etti.

Nihayet bu yılın Aralık ayının başlarında kazı çalışmaları gerçekleştirildi ve Şeyh Kadri Efendi’nin kabir taşı ile çevresindeki diğer kabirler gün yüzüne çıkarıldı. Zaman içinde tekkenin yeniden inşa edilmesi mümkün olur ve bu mânâ mekânı ihya edilebilirse, Mitroviça inanç turizmi açısından büyük bir kazanım elde edecek; Balkan sufî mirasının önemli duraklarından biri yeniden nefes alacaktır.

Mikail Türker Bal